Her seferinde, herkesin dile getirdiği gibi, sıcak para ve yatırım sorunlu gördüğü yere girmez tezidir. Bunun yanında bir şehrin veya ülkenin kalkınması, refahı, düzeni, insanların mutluluğu oraya yapılacak yatırımlara bağlı olduğu fikriyatı üzerinde mutabakat sağlanır.
Yatırımcı çekebilmek için, bazı şartların olgunlaşması gerektiğini öncelikle belirtmekte fayda vardır.
Girişimciyi cazip kılan nedenlerin oluşmasında birçok faktörün beraber rol aldığını, faktörlerden birinin ya da bir kaçının olumsuz bir şekilde ortaya çıkması durumunda, oluşmuş olan olumlu hava ve algının anında tersine döndüğünü, devamında bu tür olayların yatırımcıyı örkütüp başka yerlere kanalize olmasına neden olduğu bir gerçektir.
1-İşletmenin kurulacağı yerdeki insanların olaya bakış açısı ve olayı ne kadar önemsedikleri hususu çok önemlidir. Çünkü kurulacak işletmede orada yaşayan insanlar istihdam edileceklerdir.
Çalışanların profillerinin ve işletmeye bakış açılarının nasıl olduğu, çalıştıkları kurumlarda, bir sahiplenme duygusu ile mi, yoksa günü birlik mi, baktıkları noktası işverenin motivasyonu açısından önemli bir faktördür.
Yani halk deyimi ile yediği kabı pisleyen bir mantık ile hareket ediliyor ve bu algının oluşmasına neden olunuyorsa, yatırımcının öz güveninin kırılmasına neden olabilecek en büyük faktörlerden bir tanesi oluşmuş olacaktır.
Örneğin, son zamanlarda farklı kurumlar nezdinde, çalışanlardan şikâyet üzerine şikâyet furyası, işletmeleri iş yapamaz hale getirebilmektedir. Biz toplum olarak, eskiden ispiyonlamayı ayıp görür, ondan hep uzak durardık. Şimdi, insanlar hakkını aramasın mı, sorusu akla gelecektir.
Elbetteki arasınlar. Bu yöntemden önce, farklı toplumsal ve geleneksel yollar izlenip ondan sonra, yasal yollar ile hakkını araması en doğal ve mantıklısı olandır. Bu böyle olacak ki, yargı sistemimize arabulucuk, uzlaştırmacılık yöntemleri oluşturulmuştur. Yapılan şikâyetlerin birçoğunun basit nedenler ve sırf işverene olan kin duygusu ile yapıldığını söyleyebilirim. Bir kaç tane kendini bilmez yüzünden, yüzlerce insanın ekmeğine mani olmak hiç kimsenin haddi olmamalıdır. Elbetteki işverenlerinde ufak tefek eksiklikleri olabilir. Bu eksikliklerin giderilmesi için, halk deyimi ile “vurunca öldürmemek” gerekir…
2-Yerel bürokrasinin, işletmelere vermiş olduğu güven, dışarıda oluşan olumlu ya da olumsuz havanın üzerindeki etkisi çok büyüktür.
Resmi bürokrasi, işlemlerinde ve uygulamlarında ne kadar kanuncu, ne kadar idareci olduğu noktası, işletmelerin çok dikkat ettikleri konuların başında geldiğini söyleyebilirim. Aradaki uyumu, dengeyi sağlayabilen idareciler, başarılı olan idareciler katagorisine girdiklerine inanıyorum. Bazen çok basit bir işlemin büyütülerek, sanki devlet memleket meselesiymiş gibi davranmaya gerek yoktur.
Özellikle, kurumların tüm yatırımcılara eşit, adil bir şekilde davranmaları, cesaretlerini artırıcı uygulamalara imza atmaları, keyfilik arz edebilecek hususlardan kaçınmaları, sürekli işletmeler ile yüz göz olmamaları, tartışma yaratacak hadiselerin yaşanmaması gibi konular, oluşabilecek olumsuz hava bakımından çok tetikleyici olacağı unutulmamalıdır. Çünkü yaşanan her hadise, mutlaka ama mutlaka ilgili yatırımcılar-sektörler arasında konuşulmakta, kritiği yapılmaktadır.2017 yılında elime geçen bir istatistikte, yatırım teşvik 6.bölge illeri arasında teşviklerden, parasal tutar bakımından ve çalıştırılan işçi istihdamı bakımından BATMAN diğer bütün illeri geçmişti.
Son zamanlarda nasıl bir gelişme olduğu noktasında elimde onu açıklayacak bir veri yoktur.
Ancak, son zamanlarda bölgeye yatırım yapmak isteyen yatırımcılar arasında, en çok DİYARBAKIR ile VAN nın daha çok konuşulmaya başlandığını, oralardaki bürokrasinin daha çok yardımcı olduğu yönündeki iddaları sık duymakata olduğumuzu hatırlamak isterim.
BATMAN için oluşmuş olan olumlu havanın kırılmaması için, hem halk olarak, hemde tüm kurumlarımızın farkında olmadan, fazla rehavete kapılmış oldabilecekleri ve gereksiz yere, basit hadiseleri büyütüp işletmelere engel çıkarıcı davranışlardan uzak durmalı, kendi iç muhasebelerini yapmaları gerektiğini tekrardan hatırlatmak isterim. Çünkü Peygamberimiz daima "...Kolaylaştırınız..." buyurmuş ve bu emirlerini "Sizler zorlaştırıcı olmakla değil, kolaylaştırıcı olmakla emrolundunuz." DEMİŞTİR.