İster vali olsun, ister Kayyum olsun yeter ki şehrini, halkını vatandaşını düşünsün, işsizini, soğukta kalan aileleri, karanlıkta kalan yuvaları düşünsün…
Bir defalığına olağanüstü hal şartları dahilinde bir ilki gerçekleştirsin, özellikle valiliğin, özel idaredeki bütçesini ve belediyenin hizmet bütçesinden, bu kışı Batmanlılar, özellikle büyük bir kesimin çok zor geçireceği ortada…
Türkiye genelinde 3 milyon ailenin elektriği borç yüzünden kesilmiş ise, Batman da kaç abonenin elektriği kesildiği Dedaş tarafından bilinmektedir. Bu abone sayısının tahmini 300 olduğu iddia edilmektedir.
Ayrıca uzun süreden beri kapalı olan Kafeler, lokantalar ve diğer iş yerlerinde çalışan yüzlerce işçi işsiz kalmış ve evine bir lokma ekmek getirecek parası kalmamıştır.
Bunların tespiti ise esnaf odası ve diğer odalar tarafından kolayca tespit edilebilecektir, vali bey ve belediye başkan vekili şehrin genelinde bir araştırma yapabilir.
Bu tür yardıma muhtaç ve işsiz kalan kişilerin orada burada yardım için avuç açması beklenemez, geçici de olsa bu sıkıntılarından dolayı, kimseye dert yanamazlar…
Devlet olmak ve devleti temsil etmek büyük bir sorumluluk ister, bu sorumluluğu ise yerine getirmek için sosyal ve medeni cesaretin öne çıkması gerekir.
Bu tür olağanüstü hallerde, ne ihale şartlarına, ne yasal engellere takılmak gibi bir bahane ileri sürülemez…
Öncelikle bu gün, DEDAŞ ve SİBADAŞ a Batmanlı abonelerin kaçının, pandemi ve pandemi ile mücadele önlemleri yüzünden, elektrik ve doğalgaz borcunu ödeyemediği…
Kaç çalışan ın eksik gün ödeneği aldığı, kaç kayıt dışı çalışanın işsiz kaldığı, kaç kahve ve kıraathane nin işçi çıkarmak zorunda kaldığı…
Muhtarlar ve emekliler derneklerine müracaat edilerek, üyelerinin ve mahalle sakinlerinin kaçının bu tür sıkıntılar içinde olabileceğini tespit etmek…
En azından bu kara kışı onlara geçirebilmelerine yardımcı olmak ve onların soğuktan donamaları, gıdasız kalmamaları, karanlıkta kalmamaları için…
Sosyal devlet geleneğini, yerelde en iyi örneği ile göstermek, bu vali Hulusi Şahin in el atacağı öncelikli görevi olduğuna inanıyorum.
Bu görev yalnız vali bey e değil, aynı zamanda, halk ile iç içe olan Sayın Emniyet müdürü Kıraç ve Sayın Jandarma komutanı, Çakmak gibi büyük sorumluluk görevi altında hizmet eden kuruluşlara da düşmektedir.
Jandarma köylerde, köylü ailelerin, bu tür sıkıntılarını tespit ederken, Emniyet teşkilatı ise cadde ve sokaklarda, şahit oldukları bu tür vakalarda, yani yardıma muhtaç insanları, aileleri tespit ederek, habersizce, bu kişi veya kişileri valilik veya belediye ye bildirmesi…
Yine söylüyorum, yasalar, kanunlar ve Ankara bahanesine sığınmak yok, vali demek yerelde devlet demek, genelde güç ve kuvvet demek, olağanüstü şartlarda her türlü yetkisi var demektir…
Şunun bunun lafına birkaç yaramazın, şakşakçının boşboğazlığına değil, halkın genelinin huzur ve güvenine çalışmanın tam zamanıdır…
Sözde Sivil toplum örgütleri ve meslek odaları ile hayırseverlere bu işi bırakmamak lazım, devlet eli ve şefkati ile direk devlet organizasyonu şart.
Zaman yol yapma, inşaat yapma, yasalara takılma zamanı değil, zaman halkı açlık ve sefaletten kurtarma onları bunalımdan çıkarma zamanı….
