Toplum olarak o kadar sıkıntılı o kadar zor ve o kadar şaşkın bir dönemden geçiyoruz ki, çok önemli olan uyuşturucu ile mücadele alanında hiçbir şey yapamıyoruz…
Sosyal medya da aylardan beri yapılan yayınlar ve açıklamalar ile uyuşturucu baronları olan mafya babalarının tamamen devre dışı kaldığı ve büyük baba denilen bir baba nın ortaya çıkmış olması bizi fazlası ile tedirgin etmektedir.
Yarın yani 26 Haziran dünya uyuşturucu ile ver kaçakçılığı ile mücadele günü olarak kutlanması, bu alanda bir mücadele ve bir farkındalık yaratılması biraz kuşkulu bir durum oluşturmaktadır.
Biz devlet ile mafya nın karıştığı bir yapılanmada, mafya nın devleti ve devleti yönetenleri, yargıyı, basın ı iş alemini ve siyasiyi tamamen kontrolüne aldığı bir sistemde, uyuşturucu ve kaçakçıları ile nasıl bir mücadele verebiliriz?
Uyuşturucu baronlarının suçlu olarak girdikleri kapıdan, bir saat sonra aklanarak suçsuz olarak çıktıkları, onlar için yasalar ve mahkemelerin değiştirildiği bir ülkede, mücadele nasıl yapılır?
Bir devletin siyasileri, en büyük siyasi iradeleri, uluslar arası sularda, limanlar kiralayarak, uyuşturucu trafiğini yönlendirdikleri iddiaları yaygınlaşmış ise…
Bir ülkede sadece uyuşturucu trafiği ile ilgili, ulusla arası ilişkiler kurulabiliyor ve bu ilişkiler ile devlet yönetiliyorsa…
Bir ülkede, her türlü suça bulaşmış, bakanları ve liderleri yargılanmaktan korkmuyor ve yargıyı kendi kirli işleri için kullanabiliyor ve makam, mevki bu baronların ve babaların işini kolaylaştırmaktan geçiyorsa…
Bir ülkede gençler suçlanıyor ve gençlerin eğitim ve iş imkanı sağlanamıyor, hatta engelleniyorsa, bu ülkede uyuşturucu ve kaçakçıları ile nasıl mücadele edilir?
Bir ülkede vatan, milliyet, Din, İman üzerinden, hamasi duygular öne çıkarılarak, müzik bile yasaklanırken, Dünya kokain kullanımında, sıralamada ikinci ve üçüncü ili içinde barındırıyorsa, bu ülkede nasıl bir dindar ve nasıl bir milliyetçi kitle yetişebilir?
Bir ülkede bu kutsalların en ucuz fiyata satıldığı göz önüne alınacak olursa, bu ülke insanı nasıl bir huzur bulur ve nasıl bir toplum haline gelir?
Bu kadar olumsuzlukların ve bu kadar yanlışlıkların yapıldığı bir ülkede, Din, İman, Bayrak ve vatan hemen satılmaz mı?
Nitekim istenildiği zaman, veya iktidar zora düştüğü zaman, mavi vatan, yine sıkıştığında yavru vatan gözden çıkarılmaz mı?
Bu kadar dayılanmalar ve bu kadar bedeller ödendikten sonra, ne yakacak gazımız, ne kullanacak yakıtımız, ne içecek suyumuz kalır, en sonunda üzerinde özgür kalacağımız bir toprak parçası bile kalmaz…
En büyük mücadele bence toplumun yitirilen değerlerine karşı, yozlaşmaya ve yok olmaya karşı verilmelidir…
Toplumun değerleri yani Din, iman, adaleti, hukuk ve vatanı kurtarmak gerekir, bu değerleri olmayanların, sonunun uyuşturucu olması kaçınılmazdır…
Yok bölücü örgütlermiş, yok yıkıcı örgütlermiş, en büyük zararı bu tür iktidarlar bu tür siyasiler vermektedir.
Tüm örgütler ve düşmanlar yerinde otursun, bu gidişatı izlesin sonu zaten felaket olan bu yapılanmanın sonunda dağılıp yok olma kaçınılmadır.