Bu hafta çok ilginç bir hafta, daha öncekilerin dediği gibi, “yerli malı haftası” bu günkü adı ile ve hala kutlandığı adı ise, “Tutum, Yatırım, ve Yerli malı kullanım haftası” İşte biz bu haftanın içindeyiz!
Şimdi içinde olduğumuz haftanın tablosunu ve günümüz koşullarını bir değerlendirelim dedim.
Yerli olan Milli olan, Yapılan yatırımlar…
Yani bize Türkiye ye ait olan ne kaldı, hangi tükettiğimiz ürün yerli bunları masaya yatıralım.
Bana göre siyasilerden başka yerli bir mal kalmadı elimizde, ne muzumuz, ne hıyarımız, ne buğdayımız, ne elbiselerimiz, ne içtiğimiz hiçbir şey yerli değil.
Hatta Ahlakımız ve inancımız, namus anlayışımız ve aile terbiyemiz, yememiz ve tamamız hiçbir şey yerli kalmamış, ama siyasiler hariç.
Bakın bu gün soframızda yediğimiz ve beslendiğimiz ürünlere; Kuru fasulye, Nohut, Mercimek, Peynir ve Et, bunların hiç birinde yerlilik, ne iman, ne de Din var.
Yani temek gıdalarımızın tamamı yabancı menşeli ve tamamen gavur ellerinden gelen, dinsiz, imansız ürünler, bu yüzden bizim de inancımızı ve dinimizi değiştirmişler.
İnsanın kanında ve hücrelerinde ne ürün ve nasıl bir gıda dolaşıyorsa, insanın inancını ve kimyasını onlar belirler.
Hani helal et ve helal ürünler? Nerede temiz ve abdestli ürün arayışı, kim bu zamanda, sütün ve etin helal haramını sorguluyor?
Yeter ki sofrada bulunsun, yeter ki alabilelim, yeter ki bulabilelim, Etin kimin tarafından nasıl kesildiği, peynirin kimin tarafından yapıldığı, sütün ne sütü olduğu önemli değil!
Dedim ya yerli bir şey kalmadı bu yerli malı haftasında kullanacağımız ve getirip sergileyeceğimiz, ne bir elmamız, ne de bir domatesimiz kaldı.
Ne bir biber, ne bir patlıcan, ne yerli buğday, ne yerli arpa, nerede cevizimiz ve fındığımız, nerede Pestil ve ceviz sucuğumuz?
Bunlarda kalmadı, nedeni ise bunlara karışan zirai ilaçlar ve yabancı tohumlar nedeniyle menşe lerinin tamamen yabancılaşması…
Ticaretimiz ve ekonomimiz hatta tüm kurum ve kuruluşlarımız, hepsi yerli, din ve imandan uzaklaşmış, hangisine tam yaklaşırsanız, yerli olmadığı ortaya çıkıyor.
Ekonomi uzmanı bir cumhurbaşkanımız ve onun yardımcısı yabancı menşeli din ve iman sahibi siyasetçimiz, bakın ne diyorlar…
İnancımız gereği kutsal kitaptaki emirler yani Nas a göre faiz haram, ama imanı gereği siyasilerimiz bunun birazı ile yetinmek için dine imana sarılıyorlar!
Ayet okuyarak yine Nas a göre içine ettikleri, ekonomimiz ve para politikamız sonucu yoksulluk ve açlıkla baş başa bıraktıkları halka Bakara süresini okuyarak, açlıkla terbiye edip, Allah’ın emri gibi göstererek, onların sabırlı olmasını Allah adına istiyorlar!
Bir de dışardan devşirme olarak gelen bir bakan daha düne kadar balık sofralarında, herkesle içmeye behis görmediği yerli olan içkiye, Halkın inancına seslenerek, TÜİK, MGK, MERKEZ e inanmayıp, içki içen, birkaç yorumcuya inanacaksınız olur mu? diye soruyor gerçekten, bu siyasilerin ithal inancına göre olmaz!
Bir başka açıklamasında ise; Bankadan faizle kredi çekenlerin bu paralarını dövize yatırmalarının ahlaksızlık olduğunu iddia ediyor!
İşte bu ahlak ve düşünce yapısı da yerli değil yani Kurtulmuş ithal ahlak yapısına göre doğru söylüyor, bu yerli malı haftasında yerli ve milli ne var biz ona göre hareket edelim, yerli maddi, manevi hiçbir şey kalmamış.
Yerli malı haftanızı kutluyorum!