Birçok kişi ve lider, yaptıkları iş ve eylemleri, bıraktıkları eserleri, onların ölümünden sonra anlaşılmıştır veya çok sonra…
Bu gün Atatürk Mustafa Kemal Komutanın ve liderin ölüm yıl dönümü, onu bir kez daha anacak Türk milleti, ölümünün ardından anlaşılan kıymeti.
Son yıllarda ulus olarak çektiğimiz sıkıntılar bir kez daha Mustafa Kemal in bıraktığı sistem ve yapının kıymetinin bilinmesine neden oluyor.
İçinden geçtiğimiz bu zor günler, sıkıntılar ve bozulmalar nedeniyle, Atatürk ün kurduğu yeni cumhuriyette, yaptıkları ve oluşturduklarının kıymeti daha iyi anlaşılmaktadır.
Ekonomik ve iktisadi olarak temelini attığı, serbest piyasa koşulları ve temel ihtiyaçların yurt içinde imalatı için kurduğu ağır sanayi tesisleri…
Siyasi ve devlet yapısında kurduğu sistem ile güçler ayrılığı, parlamenter sistem ve yürütme ile yasamanın ayrılması ilkesi…
Hukukun üstünlüğü, ilkesi ile bağımsız yargının oluşması ve hukuk devletine doğru atılan adımların yavaş yavaş yerleştirilmesi…
Yüzünü Batıya çeviren bir sistem ile Hilafet ve saltanatın kaldırılması ile ülkeyi ve insanları müreffeh bir çağdaş ülkeler topluluğu sınıfına dahil etme çabaları…
Bu ilkeler birde insan haklarını ve tüm canlıların yaşam haklarını dahil edecek olursak, zamanında çok modern ve ileri bir sistem oluşturduğu, hele laiklik ile ne kadar isabetli bir sosyal devlet oluşturduğu ortada.
Ancak onun mirasını devralanlar, maalesef onun gibi çağdaş ve ilerici, onun gibi insan haklarına saygılı ve hukuka bağlı kalmadıkları için, toplumda, Kemalist ve anti Kemalist sınıflar oluşturarak…
Kemaliz mi bir baskı aracı olarak kullanarak, onun dışındaki tüm düşünce ve inançları ötekileştirdiler, onun aklından bile geçmeyen, Diyanet ve İmam Hatip gibi tehlikeli kurumları kurarak, onları ötekileştirerek, toplumda sınıf çatışması, görüş farklılığı oluşturdular!
İşte bu gün bu Atatürk ten sonrası Kemalist ve CHP li olarak görülen sınıfın oluşturduğu bu çatışma ortamının ürünleri olan ezilen ve horlananların hakimiyeti ile bir travma yaşamaktayız.
Oysa Baş örtülüye ve sarıklıya sen öteye git, namaz kılan ve oruç tutanı sen gericisin denildiği için bu gün onların Hilafet ve saltanat özentisi ile kurdukları sistemsizlik, bizleri çok büyük sıkıntılara koymaktadır.
Şimdi biz ara sınıf bir siyaset ve ekonomik çalkantılar içinde, tam bir dalgalar üzerindeki tekne gibi, sallanıp durmaktayız. Bir adım bile geri ve ileri gitmediğimiz gibi, ekonomik, sosyal, siyasal ve insan hakları yönünden batmak üzereyiz.
Kemalizm karşıtlarının intikam duyguları ile saldırdıkları bu devletin tüm kurumlarını yerle bir ettikleri gibi, sistemi batırdıkları gibi, yerine ise hiçbir şey koyamadıklarından, sallantıya ve akışa kürek çekmekteyiz!
Bu şekilde ne Atatürk tam olarak anlaşılabildi, ne de saltanat konuşulabildi, bu gün ikisi arasında bir yerde çaresiz ve rotasız bir halde sürükleniyoruz.
10 Kasım Atatürk ü anma gününde anlam ve önemine göre anılsa bari: “10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü, 10 Kasım 1938 günü saat 09.05'te yaşamını yitiren, Türkiye'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk anısına her yıl tutulan ulusal yastır. 10 Kasım gününü kapsayan Atatürk Haftası ise Atatürk'ün yurt genelinde anıldığı, ilke ve devrimlerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda konuşmalarının kendi sesinden yayımlandığı, Atatürk'le ilgili filmlerin gösterildiği; 10-16 Kasım tarihleri arasına karşılık gelen haftaya denir.”
