Biz demokratik, adil ve hukuka saygılı bir toplum olamadığımız sürece her zaman sırası geldikçe ezilmeye ve yok olmaya mahkumuz…
Sistem kendini ayakta tutmak ve yaşamını sürdürmek için, halkın arasındaki çatışmalardan ve çelişkilerden yararlanıyor!
Toplumu önce kamplara ayırmak, daha sonra bu kamplar arasında onu buna vurdurmak ve her seferinde bir düşman yaratarak bu düşmanın üzerine saldırmaktır politika!
Geçmişe bakacak olursak, Alevi, Suni çatışmalarından bu yana Osmanlı politikaları bu güne kadar sürmüştür, halklar ezilmekte, sürgün, talan, hapis ve soykırıma uğramakta, katliamlar ve talanlar yapılmakta, sonuçta devlet yaşamaktadır.
Uzak tarihe bakmaya gerek yok, Ermeni, Kürt, Çerkez ve Laz katliamları, Rum ve Ezidi sürgünleri, bunların tamamı halklar arasındaki çelişkilerden değil, dinler arasındaki düşmanlıktan değil, devletin kendini tehlikede görmesinden kaynaklanmaktadır.
Her zaman kullanılan, ülke tehlike de, Din elden gidiyor, namus davası, vatan sevdası ile katliamlar bu coğrafyadaki halkların elleri ile yapılmaktadır.
Bakın tarih boyunca koruculuk sistemine ve satılmışlık prensiplerine hepsinin altında devletin bu kirli oyunları yatmaktadır.
Kimileri diyor ki, Kürtler Ermenileri katletmiş, Kürtler Ezidileri sürmüş, Kürtler Yahudilerin malını talan etmiş!
Evet etmiştir ama işin içinde devletin kışkırtması ve göz yumması olmazsa, Kürtler böyle bir politikayı kendi kafalarından çıkarıp uygulayabilirler mi?
Bu güne bakalım ve yakın tarihi gözden geçirelim, önce şu vatan elden gidiyor ve beka sorunu dedikleri yaygaraya bakalım.
Solcu olarak Nato ya ve ABD emperyalizm ine karşı duran, insanlarımıza karşı yapılan tüm baskı ve yıldırmalar ve onlara uygulan işkenceler, hukuksuzluklar ve antidemokratik uygulamalar!
Bunların tamamı sadece emperyalizm şirin görünmek ve batıdan birkaç dolar ve mühimmat almak için yapılan zulümler değil mi?
Arkasından yine Dindar kesime yapılan baskılar ve işkenceler, aynı devlet bu kez kendini ve iktidarını korumak için yeni bir düşman oluşturarak, bunların üzerine giderek, bunları düşmanlaştırmadı mı?
Tarih tekerrürden ibarettir, Fethullah Gülen hareketi ile iktidara gelen dinci kesim bu sefer, Kemalist kesimin üzerine yürüyerek, Ergenekon operasyonları ile aynı zulüm ve baskıları rejimin kurucularına yapmadı mı?
Bu olup biten anti demokratik ve faşist uygulamaların tamamına toplumun diğer inanç ve düşünce sahipleri seyirci kalmadı mı?
Sıra O hareket ve onları FETÖ yani terörist ilen eden iktidar ve onun sahip olduğu sistem, onlara da aynı hukuksuzluk ve katliamlar ile işkenceler reva görülünce hiç kimsenin sesi çıktı mı?
Bu gün kısa süre sonra bu iktidarı elinde tutan güçlerin, yine aynı sistem tarafından, vatan haini ve din düşmanı ilan edilirse kim karşı durabilecek veya onlara adalet isteyecek?
Tabi ki hiç kimseye değil, biz adaleti, hukuku ve insan haklarını yalnız kendimize istedikçe ve yanımızdakine bunları bir hak olarak görmedikçe bu senaryolar hep tekrarlanacaktır.
Batmanlı gazeteciler ve sessiz toplum bir gün sıranın size de geleceğine inanarak, toplumda bir kesime yapılan hukuksuzluk ve adaletsizliğe hep birlikte karşı durmadığımız sürece, Valiler ve Kayyumların bu halka ve şehre yaptıkları usulsüzlükler haber yapılmayınca, maalesef bizi birer birer kişiliksizleştirecekler!
Bunu iyi düşünün ve birkaç kuruş için değil, memleketin yüksek değer ve menfaatleri için, hep birlikte haksızlığa karşı dik dualım işte o zaman kazanırız!
