USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TARIM OLMADAN!

25-07-2022

Son yıllardaki küresel ısınma ile birlikte mevsimlerdeki değişikler ve afetlerin sık olması üzerine, tarımsal üretimde azalma olduğu gibi, girdi maliyetlerinin aşırı artması üzerine özellikle ülkemizde tarımsal üretimde azalmanın olduğu ve sık sık dışardan ithalat izinleri verildiği görülmektedir.

1980 li yıllardan itibaren tarımdaki çalışan sayısı hızlı bir şekilde azalmış ve kırsal yerlerdeki nüfus azalmıştır. Büyük şehirlere akın eden bu kitleler daha çok hizmet sektörü dediğimiz yerlerde çalışmaya başlamışlardır. Zamanla köylerdeki genç nüfusun da azalması ile birlikte, girdi maliyetlerinin artması ve diğer olumsuz koşullar ülkemizi kendine yetmez bir duruma getirmiştir.

Yıllar önce kendi kendine yetebilen bir ülke iken, bugün tüm tarımsal üretimde azalma olduğu gibi ithalatta da çok büyük artışların olduğu görülmektedir.

Son olarak RUSYA ve UKRAYNA krizi aslında bizlere olayın vahametini göstermiş olmalıdır. Enerji nasıl ki, dünyada stratejik bir güç ise tarımsal üretim de ondan daha önemli hale gelmiştir.

Özellikle gübre fabrikalarının özelleştirilmesi ile birlikte şeker, tekel vb. gibi çiftçinin üretim sonrası güvence kapısı olan fabrikaların özelleştirmesi ve bu özelleştirmeler sonrasında bu fabrikaların rant olarak kullanılması üzerine özellikle stratejik üretimler, tamamen bitme noktasına gelmişlerdir. Sonra geçenlerde olduğu üzere, şeker fiyatlarına bilmem yüzde kaç zam olduğu konuşuyoruz. Yâda süt fiyatları gibi…

Bugün köylere baktığımızda, nerde ise 50 yaş ve üzeri insanın dışında kimsenin tarım ve hayvancılık ile ilgilenmediğine çok üzülerek şahit olmaktayız. Nasıl ki devlet, bazı sektörlere teşvik paketleri yolu ile destekler veriyor ise, aynısını tarıma yönelikte vermesi gerekmektedir.

 Ülkede ki tarımı tekrardan canlandırmak ve hayvancılığı geliştirmek adına acilen bazı önemli ekonomik paketlerin açıklanması gerekmektedir. Örneğin, her köye mevcut hayvan sayısına göre çobanlık kadrolarının muhtarlıklara tahsis edilmesi sağlanabilir.

Büyük baş ile küçükbaş hayvan sayısına göre açılacak çobanlık kadroları sayesinde insanlar bu konuda cesaretlendirilebilir. Köylerdeki çobanlara baktığınızda nerde ise yerli vatandaşın kalmadığı görülecektir.

Zamanında hemen hemen her köyde binlerce küçükbaş ve yüzlerce büyük baş hayvan var iken, bugün çocuklarımız koyunları televizyonlarda da görmeseler tanımaz duruma gelmişlerdir.

Yada ÇKS sistemine kayılı hayvan ve toprak alanına göre belirlenen alan veya sayı üzerinden kişi başına SSK PRİM Desteği yada ödenecek bir ücret sayesinde bir nebze de olsa genç insanların tekrar tarımsal üretime dönmesi sağlanabilir. Çünkü köylerde yaşayan insanlarda, artık sigortalılık bilincine varmışlardır.

Ömürlerinin sonlarında bir nebze rahat yaşamak adına SSK’sı olmayan işlerde artık insanlar çalışmamaktadırlar.

Bugün sanayi sektöründe çalışan bir kişinin tüm SSK primlerini nasıl ki karşılanıyor ise, örneğin 150 küçükbaş hayvan veya 25 büyük baş hayvan ile ilgilenen kişinin de bu şekilde desteklendiğini düşünün.

Yada 200 dönüm ve üzeri tarım ile ilgilenen kişinin SSK priminin devletçe karşılandığını….Yada her ay belli bir ücretin ödendiğini….

Fabrikadaki üretimde, tarımdaki üretim, üretim değil mi?

Bu gibi seçenekleri çoğaltmak mümkün. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sermayenin ana kaynağı tarımsal üretimden sanayi üretime geçiş olmalıdır. Devletin sık sık ithal izni verdiği ürünlerin üretiminin teşvik edilmesi yolu ile dışarıya giden döviz içerde kalacak ve enflasyonda da azalma yaşanacaktır. Enflasyonu düşüren ana dayanak üretimdir. Üretim olmadan hayat pahalılığını düşürmek mümkün değildir.

Bunun yanında üretim planlaması yapılmalı ve devletin üretilen tüm ürünlere bir maliyet hesabı çıkararak üretim sonrası alım garantisi verilmesi çiftçilere güven verecektir.

Nasıl ki, bir inşaatın birim maliyeti hesaplanıyor ise, tıpkı onun gibi tarımsal üretim maliyetleri de hesaplanarak destekler verilmelidir.

Günümüzde azda olsa verilen tarımsal destekler çoğaltılmalı ve bu desteklerin daha çok tabana yayılması sağlanmalıdır. Hazine arazilere çitçilere ücretsiz verilmelidir. Nasıl ki fabrika kuran kişiye bedelsiz arsa tahsisi yapılıyor ise çitçilere de bu arazilere bedelsiz verilmelidir.

Yoksa bu gidiş ile, paramız olsa bile alacak ürün bulmakta güçlük çekeceğiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?