USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SULTANLARIN DANSI…

02-04-2023

Sultanlar, Krallar, Başkanlar ve liderler… Bunlar tamamen kendilerini Halka ve Halkın hizmetine sunmuş kişilerdir.

Lider ve baş olan kişi önceliği yönetmekle yükümlü olduğu kendine güvenen halkın sağlığı, güvenliği, temek ihtiyaçları, aralarındaki adaleti sağlamaktır.

Halkı sefalete, yokluğa, savaşa, kin ve nefrete, cahilliğe, adaletsiz ve hukuksuzluğa sevk eden liderler lider değil, ancak Diktatör olurlar.

Ben bugün dinler tarihinden ve günümüz dünyasından, iki liderin halkı için, halkın refahı ve gelişmesi, sağlığı ve düzeni için nasıl tahtı bırakıp, onları öncelediklerini sizlerle paylaşacağım. 

“Kur’an’da anlatılan kıssa Ahd-i Atîk’tekinden farklıdır. Hz. Süleyman hüdhüdün getirdiği bilgiler üzerine, güneşe tapan Sebeliler’in bir kadın olan hükümdarlarına yine hüdhüd vasıtasıyla bir mektup gönderir ve onları hak dine davet eder. Mektubu alan melike kavminin ileri gelenlerini toplar, Süleyman’dan besmele ile başlayan ve kendilerini tevhid dinine davet eden çok önemli bir mektup aldığını söyleyerek muhtevası hakkında onlara bilgi verir ve, “Ey ileri gelenler, vereceğim karar hakkında fikrinizi açıklayın; sizin görüşünüzü almadan kesin bir emir vermek istemiyorum!” der. Onlar da güçlü ve kuvvetli olduklarını, istediği emri verebileceğini söylerler. Melike hükümdarların girdikleri yerleri tahrip edip güçlüleri zelil kıldıklarını hatırlatarak meseleyi barışçı yoldan halletmek niyetinde olduğunu bildirir ve Hz. Süleyman’a açık ve olumlu bir cevap yerine bazı hediyeler gönderir. Bu duruma öfkelenen Süleyman Belkıs’ın hediyelerini elçileriyle birlikte geri yollar ve onu üzerine yürümekle tehdit eder. Sonunda Hz. Süleyman’ın bizzat ziyaretine gitmek zorunda kalan melike, onun cismanî ve ruhanî gücü karşısında gerçek bir peygamber olduğunu anlar ve daha önce yanlış yolda bulunduğunu itiraf ederek tevhid dinini kabul eder.”

Bu kıssada bir kadın hükümdarın halkının ileri gelenleri ve çoluk çocuk ile Kadınlarının düşman askerleri tarafından eziyet edilmesine, hor görülerek, iffet ve namuslarının ayak altına alınmasına vicdanı razı olmadığı için, tahtını bırakarak, bizzat Süleyman Peygambere teslim olup onun huzuruna çıkması…

Bir diğer kadın lider ise Yeni Zelanda başkanı Ardern in başarılı olamadığı başkanlık koltuğunu kendi isteği ile bırakması…

“2017'de "Dünyanın en genç kadın başbakanı" olarak 37 yaşında Yeni Zelanda Başbakanı seçilen Jacinda Ardern, Şubat'ta görevi bırakacağını duyurdu.

Ardern, 7 Şubat'a kadar Başbakanlık görevini ve İşçi Partisi liderliğini bırakmış olacak.

14 Ekim'de ülkede genel seçimler yapılacak. Seçimlere kadar ülkeyi yönetecek başbakanı belirlemek için İşçi Partisi'nde yapılacak.

Yaz tatili boyunca atacağı adımlara karar vermeye çalıştığını söyleyen Ardern, görevi sürdürmek için "yeterli gücü kalmadığını" ve "zorlayıcı geçen 6 yılın kötü etkileri olduğunu" söyledi.”

Evet iki başkan ve iki fedakar lider iki Kadın, vicdanlı hak ve hukuk bilen kötülüğe ve çirkef işlere bulaşmamış, sadece halkın huzur refah ve ilerlemesi için çalışan liderlerin, halkı için bir tehlike sezdiklerinde hemen makamı koltuğu saltanatı ve tahtı bırakarak, Saraylarını feda ederek, halkın arasına girmeyi kabul etmeleri…

Bizim özellikle Erkek hakim liderlerimiz yani Ortadoğu ülkelerinin liderleri, ya darbe ile veya savaş ile yaptıkları zorba ve baskıcı yönetimlerini bırakmak zorunda kalıyorlar!

Uzun yıllar halkına liderlik ve başkanlık yaparak, onların zenginlik kaynaklarını çalan ve onları yoksulluk ve sefalete sürükleyen, bölge diktatörleri, hak, hukuk tanımaz, yalan ve manipülasyonlarla, baskıcı ve şantajcı yönetim şekilleri ile Milliyet ve inanç üzerinden halkı aldatarak, sefalet yönetimlerini sürdürmek için her şeyi yapmaktadırlar.

Çağımız sözde demokratik cumhuriyetlerin tamamında, maalesef bu tür zalim diktatörler hüküm sürdürmektedirler, halk ise inim inim inlemektedir!

Bu coğrafyanın vicdanlı ve dürüst, aynı zamanda hırsı olmayan Kadın liderlere ihtiyacı vardır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?