Her seferinde ,firmaların aldıkları ,sattıkları mal ve hizmetlere ait ödemelerin özellikle banka ve finans kurumları üzerinden gerçekleştirmeleri gerektiğini defalarca söylemekte ve uyarmaktayız. Bunun yanında şirket ortaklarının şirketten para çekmelerinin büyük sorunlar çıkardığını ,şirket ortakların ancak iki yöntem ile şirkette para çekebileceklerini ,birincisi şirket karından ortağın kendi payına düşen kısmı üzerinden stopaj ödeyerek, ikincisi de şirket genel kurulu karar alıp ,kararda ortağa verilecek tutarın belirlenmesi ve bunun üzerinden vergi kesintisi yapılması sonrası kalan tutarın çekebileceği söylenmektedir.
Özellikle bankalardan alınan kredilerin mutlaka ama mutla muhasebe kayıtlarına işlenmesinin zorunlu olduğu ayrıca defalarca dile getirilmektedir. Maalesef toplumumuz, iş zora gelmeyinceye kadar bazı hususların önemi bilmez yada bilmek istemez. Kolayına nasıl geliyor ise öyle hareket etmektedir.
Fatura bedellerinin banka ve finans kurumlarından belgelendirilmemesi olayının zaman zaman firmalara çok büyük sıkıntı vermekte olduğuna her seferinde şahit olmaktayız. Maliye Bakanlığı’nca Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile kapsama alınan mükelleflerin kendi aralarında ve tahsilat ve ödemelerini tevsik kapsamında olmayanlarla yapacakları 7.000 TL'yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini bankalar veya aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.
Her türlü mal teslim veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin; avans depozito, pey akçesi gibi suretlerle yapılacak tahsilat ve ödemelerin; işletmelerin kendi ortakları veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle yaptıkları her türlü tahsilat ve ödemelerin belirlenen haddi aşması durumunda aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunludur.
Bunun için alım satımı ve hizmet ifalarına ilişkin olarak gerçek durumu yansıtan faturaların ve ödenme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekmektedir. Ancak ,daha az vergi ödemek amacıyla bazı vergi mükellefleri sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen mükelleflerden bilerek veya bilmeyerek belge temin etmektedirler. Vergi müfettişlerince yapılan incelemelerde durum ortaya çıktığında ise alım faturaları üzerinde gösterilen KDVnin indirimi kabul edilmemekte, cezalı tarhiyat söz konusu olmaktadırlar.
Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır ,hükmü gereğince vergilemeye yol açacak hususların objektif delillerle ispatı gerekmektedir. İşlemlerin gerçekliğinin ödeme belgeleri ve düzenlenmesi gereken diğer belgelerle ispatlanamadığı durumlarda incelemeyi yürüten vergi müfettişlerince sahte ve yanıltıcı belgelerin bilerek kullanılması halince cezalı(3 kat vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezası), kastın olmadığı durumlarda bir kat vergi ziyaı cezası ile ek vergi tarhiyatı söz konusu olmaktadır. Bu nedenle ,işlemlerin gerçekliğini ispatlamaya imkan verecek kanıtların ilgili yıl içinde sağlanması ve muhafaza edilmesi önem taşımaktadır.
KDV Uygulama Genel Tebliği’nde müteselsil sorumluluktan kurtulmak için gerekli ödeme belgelerine yer verilmiştir. Genel Tebliği’n ‘2. Müteselsil Sorumluluk’ başlığı altında yer alan ‘2.1.1 İşletme Doğrudan Taraf Olanlar’ alt başlığının 2. Paragrafında ‘Alıcılar, KDV dahil toplam işlem bedelini;
- 5411 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar vasıtasıyla ödemeleri ve bankaya yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı-soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile bankadaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları,
- Ödemelerin çek ile yapılmış olması (Türk Ticaret Kanunu’nun 785. maddesinin 1. ve 2. fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları ),
- Ödemenin kredi kartı (iade talebinde bulunan kişi ve kuruma ait)tapu devri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığı ile(ön ödeme avansı şeklinde kamu kurum ve kuruluşunun veznesine ödeme gibi) yapılması,
- Ödemenin PTT yoluyla yapılması halinde, ödeme sırasında düzenlenecek belgenin ibrazı(satıcının veya adına hareket edenlerin adı soyadı(tüzel kişilerde unvanı)ile banka hesap numarası ve vergi kimlik numarası doğru olmak kaydıyla)halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar’’ denilmiştir. Muvazaalı işlemler bu kapsamda değerlendirilmez. KDV Kanunu Genel Uygulama Tebliği'nde açıklanan özel esaslara tabi tutulan mükelleflerin durumunun ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
- Tahsilat ve ödemelere ilişkin ispat edici belgeler yanında taşıma, yükleme, ambalajlama ve benzeri işlemlerin faturayı düzenleyen mükellef tarafından yapılması halinde buna ilişkin belgeler, sigorta, vergi, resim harç gibi ödemeler söz konusu ise bunlara ilişkin belgeler; satıcının imzasını taşıyan, VUK hükümlerine uygun düzenlenmiş sevk irsaliyeleri işlemlerin gerçekliğini ispatlamada yararlı olur. CEZA YEMEMEK İÇİN BİRAZ DAHA DİKKAT VE GAYRET …..