Toplumun tüm kesimlerine korku salmak ve her kesimini sindirmek için, parçalayarak yutmaya çalışıyorlar, sindiriyorlar.
Önce belli bir kesimi, özellikle aynı mahalle çocuklarını dışladılar, Fethullah Gülen hareketini dışladılar, onların yükünden kurtulmak için, onlarla rahat hareket edemiyorlardı.
Hepsinin ve her kesimin biat ederek onu Hoca Efendi olarak kabul ettikleri bir şahsı, bir gecede terörist, ona tabi olanları da terör örgütü üyesi ilan ettiler, kendi ekipleri hariç!
Yüzbinlerce masum, kimsesiz ve ilgisiz kişiyi önce gözaltı ardından tutuklatarak yıllarca hapislerde çürüttüler.
O zaman toplumun tamamı bu adaletsizlik ve hukuksuzluğa dur demediği gibi, tepki bile göstermedi, onlar, Kadınları, Çocukları, Öğrencileri ve iş adamı ile sanayicisi işe tamamı.
Öğrenciler okullarından, askerler kışlalarından, Anneler evlerinden, yargıçlar makamlarında, memurlar işlerinden alınarak hapis veya sürgün oldular.
İş adamlarının malına çöktüler, cezaevlerinde kadınlara kötü muamele ve çocuklar ise hayatlarından kopartıldılar, ama toplumdan ses çıkmadı.
Ardından aynı muamele ile Kürt siyasiler ve Kürt insanları aynı muamele ile karşı karşıya kaldı, siyasilerin yüzde doksanı, halkın yüzde ellisi bu şekilde sindirildi ve bastırıldı.
Yine toplumun hiçbir kesimi bu haksızlığa ses çıkartmadığı gibi, başını kuma gömerek, bana karışmayan bin yıl yaşasın düşüncesi ile ağzındaki lokmayı çiğnemeye devam etti.
Peki, bununla bitti mi, sıradaki dediler, devam ettiler, ilk kurbanı veren toplum, ikinci v e üçüncüsüne de aynı tepki gösterdi.
Bu gün yine başka bir kesim ve yine aynı senaryo, iktidar muhaliflerini birer birer yutmaya çalışırken, kurbanlar sırada sessizce bekliyor.
Bu sefer Kemalist ve solcu olan ve bu sistemin sahibi, bu hukuk devletinin kurucusu olduklarını iddia eden bir kesim.
Bu kesim hak hukuk ve adalet sloganlarını dilinden düşürmüyor, bu çevredeki insanlar ilk kez bu adaletsizliğe şahit oluyormuş gibi hayretler içinde!
İşte susma sustukça sıra sana gelecek sloganının tam da yeri bence, sıra onlara da geldi, nihayet toplumun büyük bir kesimimi bunları seyrediyor ama iş işten geçti.
Atı alan Üsküdar’ı geçti, hukuk sisteminiz yerle bir edildi, gencecik öğrencilerinin saray hukuku ile cezaevlerinde, savunma hakları ellerinden alınmış, delil kanıt ve yargı yok!
Delik kanıt için tutuklandıktan sonra oluşuyor, öğrencilerin öğrenim hakkı, savunma hakkı ayaklar altında, kimse dinlemiyor bile.
Seçilmiş belediye başkanları gizli şahitler ve sahte delillerle cezaevinde, hatalara bile kötü muamele, ilaç ve tedavi hakkı yok.
İş adamlarına yurt dışı yasağı ve her an mallarına el konulma tehdidi, belediyelere Kayyum veya memur atamaları.
Meydanlarda göstericilere, kötü muamele ve orantısız güç kullanma, cezaevlerinde ise çıplak arama ve işkence iddiaları ile şikâyetler.
Çocuklarını okul önünde bekleyen aileler şimdide Silivri Ceza Evinde halaya duruyorlar!
