Midyat garajındaki esnaflardan oto elektrikçisi Vasfi Tolon da yörede yetişen sanatkarlardandı. O’nu garajda mesleğini icra ederken tanıma fırsatım olmadı. 1977 yılında Sanayi sitesinde ‘Umut oto tamir ve torna atölyesinden çıraklık yaptığım yıllarda tanıma fırsatım olmuştu.
Dükkanını eski sanayi sitesine taşıdıktan sonra oto elektrikçilik mesleğini bırakmış; oto parçaları satmaya başlamıştı. Müşterisi olmadığı zaman dükkanının kapısına çıkar dışarıda bulunan dükkan komşuları ile sohbet ederdi. Şakayı çok sevdiği için bütün sohbetleri şakasız bitmezdi.
16 Yıl önce Sanayi sitesi yıkıldı. Aynı alana iki katlı binalar yapılarak, Toptan gıda satışı yapan esnaflar sitesi olarak hizmet vermeye başladı.
Garajın esnaflarından biri de merhum Tevfik Ertekin'di. Dükkanında kaynak malzemeleri ve cıvata somun türü malzemeleri satardı. İşyerinin sağ köşesinde duvara monte edilmiş profilden bir yazıhane yapmıştı. Yazıhanesinin kapısı dükkanın içine açılıyordu. Dinlenmek ve hesap yapmak için yazıhaneyi kullanıyordu.
Dükkanında kapıya yakın yerinde oksijen tüpleri vardı. Duvar monte edilin raflarda kaynak elektrotları bulunurdu. Masa yüksekliğindeki tezgahta eşit büyüklükte belirli yükseklikte bölümleri olan kutuya benzer düzenek kurmuştu. Bu kutuların içerisine türü ve ölçüsüne göre sıralanmış cıvata ve somunları bırakmıştı.
Tezgah kenarına içinde karpit bulunan siyah renkte kapaklı küçük varilleri sıralamıştı. Sarı kaynak için gerekli olan bronz teller özel hazırlanmış raflara konmuştu. Dükkandaki malzemenin çok olması nedeniyle dar görünse de; ortam düzenliydi.
Tevfik usta genellikle yazıhanesinde oturur; gelen misafirlerle ilgilenirdi. Müşteri geldiği zaman yazıhaneden çıkar, müşterini istediklerini verir, tekrar yazıhanesine geçerdi.
Uzun boylu, mavi gözlüydü, müşteri ile konuşurken; ciddi ve kararlı duruşu fark ediliyordu.
Garajdan elma sokağına ara sokaktan ulaşılırdı. Sabah erken saatlerde yakın çevredeki köyden gelen kadınlar süt ve yoğurtlarını satmak için elma sokağına getirirdi. Yoğurdu getiren kadınlar üstlerini tülbent ile örttükleri yoğurt dolu ‘bakraçları önlerine dizerek onları satın alacak müşterileri beklerlerdi. Gelen müşteriler yoğurt getiren kadınlara. ;
- Koyun mu inek yoğurdu mu?
- Koyun yoğurdudur..
Soruyu soran müşteri, tülbentti açıp elinin tersiyle yoğurdun üstündeki kaymağı bastırırken; soru sormaya devam ederdi.
- Sen yanlışsın.
- Bu yoğurdu ben kendi ellerim ile yaptım. Safi koyun yoğurdu ’dur.
Müşteri, yoğurt bakracını kaldırarak; sağa sola hareket ettirirdi. Yoğurt cıvık halde değilse, koyun yoğurdu olduğunu anlaşılır yoğurt satın alırdı.
Yoğurdu alan kişi, garaj esnafı ise bakırdan yapılmış bakracın bedeli olan parayı ‘depozito’ olarak yoğurdu getiren kadına verirdi. Bakraç içindeki yoğurt ile birlikte bakkalda tartılarak, esnafın beraberinde getirdiği çocuğu ile eve gönderilirdi. Yoğurt dolu bakraç'ın üstündeki kaymak alındıktan sonra yoğurt evde bir kaba boşaltılırdı. Boşanan bakraç garaja getirilirdi. Kabın darası alınarak yoğurdun bedeli ödenir yoğurtçu kadına verilen depozito geri alınırdı.
Yoğurdu alan esnaf değilse; yoğurdu alan ve yoğurdu satan kadınla birlikte eve giderek, yoğurt bir kaba boşaltırdı. Dara hesaplamasından sonra yoğurdun tutarı kadına verilirdi.
Elektriklerin sık sık kesildiği dönemlerdi o zamanlar. Elektrik kesildiği zaman aydınlatma için gaz lambaları kullanılırdı. Gaz ocaklarında yemekler pişerdi. Bu nedenle gaz yağı, temel ihtiyaç maddelerden biriydi.
Merhum Selami Süreyya Boran, garaja varillerle gaz yağı getirerek tenekeden yapılan belirli ölçülerdeki ölçülerdeki kaplarla vatandaşa gaz yağı satışı yapardı.
Midyat garajının bir başka esnafı ise bir dönem Siirt milletvekilliği de yapan merhum Aydın Baran'dı. Bayiliğini aldığı bir meşrubat firmasının satış temsilciğini yapmıştı.
Üst katında Midyat Batman arasında yolcuların taşınmasının koordine edildiği yazıhanesinin alt katındaki bodrum Aydın Baran kiralamıştı. Bodrumu yazıhane ve depo olarak kullanırdı.
Aydın Baran, kısa boylu etine dolgun beyaz tenliydi. Bıyıkları gür ve kalın biriydi. Garaj esnafı tarafından sevilir sayılırdı. Vekil olarak gittiği Ankara'ya yerleşmişti.
Midyat garajındaki bir başka esnaf da Elektronik alet tamirciliğini yapan Müfit Ergen'dir. Televizyon, radyo, teyplerin kullanıldığı zamanlarda arıza veren elektronik cihazları tamir ediyordu. Tamir işlemleri dışında elektronik parça ve malzeme satışı da yapıyordu.
Müfit Ergen, sarışın kısa boylu, mavi gözlü biriydi. Boyu ve kilosu dengeliydi. Aynı mesleğini Midyat garajında bir dükkanda sürdürmektedir.
Merhum Feyzi Gülşen de garajın marangozluk yapan esnaflarındandı. Uzun yıllar bu mesleği sürdürdükten sonra boşanan yolcu koordinesinde kullanılan yazıhaneyi kiralamıştı.
Taşındığı yeni dükkanında demir doğrama, profil malzemelerinin ticaretini yapmaya başlamıştı.
Dükkan etrafı açık olduğu için günün çoğu zamanını dışarıda bir sandalyede oturarak veya ayakta garaj esnaf ile sohbet ederken görmek mümkündü.
Garaj esnaf ile olan ilişkisi onlar ile sürekli haşır neşir olduğunu gösteriyordu..- Garajdaki tüm esnaf tarafından sevilir, saygı duyulurdu.
Duyumlarımdan biri de garajın yolcu yazıhanesinin altındaki bodrum katında bir dönem gazino veya bar benzeri alkollü bir eğlence yerinin açıldığı söylentileriydi. Gazino olarak kullanılan bodruma sahne benzeri bir yer yapılmıştı. Sahneye çıkan mahalli sanatçılar, müzik eşliğinde şarkılar söyleyerek, gazinoya gelenleri eğlenmelerini sağlarlardı..
Hangi tarihte açılıp kapandığı konusunda detaylı bilgiye sahip olmadığım gazinonun; hangi yılda işletildiği konusu bilinmiyordum. İşletmenin kimin tarafından açıldığı da net olarak bilinmemektedir.
Bodrum kattaki sahne olarak kullanılan yerin yıkılmamış olması o dönemden kalan tek kanıt olarak gösterilebilir.
Dolmuş taksiler ile Batman Midyat arası taşınan yolcular ürettikleri ürünleri bu araçlarla Midyat garajına getirmiyorlardı. Bu nedenle başka bir alternatif taşımacılık gerçekleşmişti.
Kasalı kamyonların üstleri çadır bezi il tente yapılır kamyon kasasının üstü kapatılırdı. Aracın kasasının içinde iki kenarına oturmak için geniş salamlardan karşılıklı iki oturak monte edilirdi. Ortada kalan boşluğa ise araca binen yolcuların köyden getirdikleri küçük baş hayvanları, kümes hayvanları, üzüm, pekmez benzeri gıda maddelerini bırakıp Batman'a gelirlerdi. Bu seçenekteki yolculuk hem ucuz hem de köylünün isteklerine hitap ediyordu.
Bu araçlardan birinin sahibi merhum Hacı Nezir Turan'dı. Esmer tenliydi. Saçları dökülmüştü. Bıraktığı bıyık ince ve kısa idi. Orta boylu hafif göbekliydi.
Şahsına ait BMC marka kamyonunu yolcu taşımaya elverişli hale getirmişti. Yolcuları Batman Midyat arası getirip götürüyordu. Uzun yıllar bu işi yaptı. Daha sonra oğlu Ata Turan da aynı araçla babasının işini devam ettirmişti.
Ata Turan, ortaokulda sınıf arkadaşımdı. Esmer zayıf ve uzun boyluydu. sınıfın arka sıralarında otururdu. Sakin, sessiz bir arkadaşımızdı.
Midyat garajı da yılların değişen ticaretine ayak uydurmuştu. Esnafların çoğu kendi meslekleri ile ilgili sitelerine taşındı. Eski esnaf ve işyeri sahiplerini garajda görmek mümkün değil. Bugün garajda konfeksiyon ürünleri satan esnaflar, nalburlar, ayakkabı satıcıları, elektrik malzemeleri satan dükkanlarda esnaflar ticaret yapıyorlar.
Bitişiğindeki Elma sokağı hala halkın gıda ihtiyacını karşılayan önemli bir alış veriş merkezi durumundadır. Görüntüsünde bazı değişimler olsa da, elma sokağında köklü bir değişiklik yaşamamıştı
Halk aynı güzergahı kullanarak evine veya işyerine ulaşa biliyordu.
Midyat garajı yıllara direniyor. Uzun yıllar ayın amaçla kullanılacağına şüphe yok. Batman, bir metropol şehir olsa da varlığını sürdürecek kararlılıkta görünüyor