Petrol kentinin başka bir meşhuru ise Batman mahlaslı bir gençti. Babası yoktu ve yoksul bir yaşamları vardı. Fırsat bulduğu an trene biner Batman'dan kaçardı. Defalarca yakalanıp getirilmesine rağmen huyunu değiştirmedi. Son olarak İstanbul'da olduğunu duymuştum.
YARGIÇOĞLU MATBAASI...
Midyat pasajının karşısında çıkmaz pasajda Yargıçoğlu matbaası vardı. Merhum matbaa sahibi Haluk Yargıcı'nın oğlu ile sınıf arkadaşıydık. Seneyi tam hatırlamıyorum Haluk Bey de ‘Batman’ın tarihi ile ilgili bir kitap basmıştı. O gün basılan kitap bugün basılanlar kadar detay içermiyordu. Yabancılara rehber olacak kapasitede bir eserdi.
DR. ÖZER UNUTULMAYACAK HEKİMDİ
Elma sokağının girişinin sol köşesindeki dükkânın ikinci katında Pratisyen Dr. Cengizhan Özer in muayenehanesi vardı. Hastalarına koyduğu teşhis ve verdiği ilaçlarla iyileşenler çok olduğu için muayenehanesi hastalarla dolup taşardı. Orta boylu kıvırcık saçlı, hafif göbekliydi. Spor giyinirdi. Yeşil gözlü iki kaşının arasındaki ‘orta büyüklükte bir beni vardı. Yıllar sonra çalıştığım kuruluşun doktoru olması nedeniyle şahsını yakından tanıma imkânım oldu.
Yaşadığım anılardan biri çok üzücüydü. Tekel caddesinde bulunan dükkanımızda kiracı olan su motoru tamircisi eşini Cumhuriyet meydanının ortasında öldürdüğünü hatırlıyorum. Uzun zaman olayın olduğu yerden geçememiştim.
FOTOĞRAFÇI TAPAN AİLESİ
Fotoğrafçı Tapan ailesi açtıkları fotoğraf stüdyosuna foto moda adını koyarak fotoğrafçılığa başlamışlardı. Kemal Tapan’ın ağabeyi Cihan Tapan yıllarca Batman'da fotoğrafçılık yapmak suretiyle Batmanlılara hizmet verdi. . Batman’dan ayrıldıktan sonra dükkânı kardeşine bıraktı. Kemal Tapan iş yerini devir aldıktan sonra bazı gazetelerin Batman muhabirliğine yapmaya başlamıştı. Orta boylu, beyaz tenliydi. Güler yüzlü olması en önemli özelliğiydi. Kalın ve geniş kaşları, uzun kirpikleri ve siyah gözleri vardı. Batman’da o tarihlerde yaşayan insanlardan fotoğrafını çekmediği yoktur. Dükkânı devir aldıktan sonra işyerinin adını ‘Foto Kemal’ olarak değiştirmişti. Büyük ağabeyi ise bir süre sonra tekrar Batman'a geldi. Tekel caddesinde bir stüdyo açtı stüdyoya foto cihan tabelası astı ancak kıssa süre sonra dükkânı kapatarak Batman'dan tekrar ayrıldı.
MODA TERZİSİHANESİ
Moda terzihanesinin tabelası ilginçti.
Harfler kartal siluetini harflerin şekline göre çizilerek yapılmıştı. Batman'da olduğum sürede benzeri yapılmışı bir tabela görmedim. İşletmecisi Ethem Amcaoğlu idi.
O tarihte Batman'ın en lüks terzisiydi. Kilolu olması onu kısa gösteriyordu. Yürürken kolları sırt hizasına gelince içe doğru kıvrılırdı. Yürüyüşü yavaş ve vakurlu idi.
Batman’daki bürokrat ve zenginlerin terzisiydi.
RAMAN SİNEMASI
Raman Sineması, Meydan mahallesinin bulunduğu yere yakındı. Yazlık ve kışlık olarak inşa edilmişti. Çocukluk zamanlarımızda Raman sinemasında çirkin kral, kara oğlan’ filmleri de gösterilirdi. Sinemada gösterilecek filmlerin afişleri kapının önündeki tahta tabelaya asılırdı. İki filmlik afislerdeki filimler defa gösterilirdi. İlki saat 10.00 da ikincisi ise 14.00’te öçüncüsü ise gece gösterime girerdi. Biletler kapının yanındaki küçük odanın ufak bir penceresinden satılırdı. İçeri girildiğinde duvarlarda asılı film afişlerin olduğu geniş bir salon vardı. Ara zamanları seyirciler buraya çıkar nefeslenirlerdi.
Salonun sol tarafında birkaç basamakla ulaşılan tek kapılı koridordan ikinci kata çıkılırdı. ‘Loca’ denilen üst katta birbirinden duvarlarla ayrılmış iki metre kare genişliğinde özel bölümler yapılmıştı. Her aile aldıkları bilette belirtilen yerde oturup filim izlerdi. Alt kat ise bekar genç ve yaşlılar filimi seyir ederlerdi. Geniş sinema salonunun tam ortasında seyircilerin oturacaklar yerlere ulaşılmaları için açık bir yürüme alanı vardı. Yan taraflarda sağlı solu paralel olarak dizilmiş sandalyeler vardı. Son sandalye sıraları perde duvarından beş metre uzağa konmuştu. Filim oynatma makinası ikinci katta orta büyüklükteki bir odaya yerleştirilmişti.
YILMAZ GÜNEY’İN FİLMLERİ ALKIŞLANIRDI
Sinema, filmin başlamasına yakın makinist filim oynatma makinasının olduğu odaya çıkardı. Film başladığında aydınlatma lambaları sönerdi. Film başlamadan öncesi yakın zamanda oynayacak filmlerin parçaları oynatılırdı. Pek yakında sinemamızda denilerek biterdi. Yılmaz Güney’in her filmi başladığı anda alkışlar başlar uzun süre devam ederdi. Sinemada sigara içme yasağı yoktu. Sigara tiryakileri sigaralarını yakarak sinemanın perdesine odaklanırlardı. Filimin yarısında ara verildiği zaman sinemanın girişinin bulunduğu yerdeki büfeden gazoz, çerez alınırdı. Filim başlayacağı ana kadar bütün seyirciler filimin kritiğini yaparlardı. Filmi birlikte seyrettikleri halde birbirlerine anlatmaktan zevk alırlardı. Filmin tekrar başlayacağını aydınlatma lambalarının sönmesinden anlardık. Aceleyle ederek filimi izlediğimiz yerimize giderdik. Filimi kaldığı izlemek heyecanlıydı.