Siyasi, yönetim ve devlet kurumları olarak, çok karanlık bir dönemden geçtiğimiz bir gerçek, her taşın altında, çete, mafya ve kara para çıkmaktadır.
Çok ünlü bir düşünür şöyle bir cümle kurmuştu asırlar önce “Padişah göz yummazsa, eşkıya kervan soyamaz!”
Son yıllarda ortaya çıkan bazı sosyal medya fenomenleri ve ifşaattılar, her ne kadar toplumdaki itibar ve yerleri takdir edilmezse de, olayların ciddiyeti ve vahameti nedeniyle dikkatleri çekmeyi başardılar!
Birkaç yıl önce tam bir sosyal alem ve ünlülerin vazgeçemediği, milli damadımız olan, hayırsever iş adamı, sosyetenin vazgeçemediği, siyasilerin göz bebeği, devletin ve milli gelirin kurtarıcısı, Reza Zarab!
Bu gün ondan söz bile edilmiyor nerede ve nasıl olduğunu kimse merak bile etmiyor, kara para aklayıcısı ve karanlıklar lordu!
Ondan sonra gündemimize bir Çiftlik bank adıyla minnoş bir çocuk, arkasında milyar dolarlar bırakan ve çıkıp kaçan başka bir kara para aklayıcısı, şimdi onu merak edeniniz var mı?
Bir başka kara para aklayıcısı SBK holdingin hayırsever ve kapalı olan fabrikaları, batmakta olan tesisleri kurtaran, çok sempatik kara cahil bir kara para aklayıcısı!
Daha sonra Mafya babası, Sedat Peker’in ortaya çıkması ile birlikte ortaya çıkan devlet içindeki Mafya, Devlet ve Adalet üçgeni arasında olup bitenler bu suç örgütlerinin tamamının arkasında, kimileri adaletten, kimileri, cezaevinden, kimileri ise yurt dışında korunmuş ve kollanmış!
Hepsinin arkasında belli bir güç var ve bu güç onları her şeye rağmen korumaktadır, yani mutlak güç ve mutlaka koruma şiarı ile çalışıldığını öğrenmiş olduk!
Daha sonra kamuoyunda kaçak silahlar, kaçak Petrol, Kaçak paralar ve uluslar arası mafya ile uluslar arası suçların işlendiğine şahit oldu.
Bu olup bitenlerin tamamı, halkın gözü ününe serildi, sosyal medya denilen mecrada ve kimse bunlar için parmağını bile kıpırdamadı!
Bu hengâmede ve bu karanlık, kirli oyunların arasında seçime giden ülkede hiçbir şey olmamış gibi, saray ve iktidar Halktan tam puan alarak yoluna devam etti, yolmayı hiç ihmal etmedi!
Daha sonra bizler neler neler duyuyoruz, Dilan Polat hadisesi, arkasında çıkarılan Fatih Terim Fonu ve yine arkasındaki belli güçler!
Yine kara para yine mafya ve gizli güçlerce korunan ve bazılarının adının hiç geçmediği adli, vakalar adaletin inleyen yarası!
Bundan sonra hiçbir kuruluş, kurum ve Organizasyonu suçlamaya veya muhatap almaya gerek yok, tek muhatabımız maalesef, Din, İman ve milli duygularla yanıp tutuşan bir Saray var!
Sonuçta sarayın ve Padişahın haberi olmadan bu memlekette kimse ne mafya olabilir, ne çete olabilir, ne örgüt kurabilir ve nede teröristlik yapabilir!
Bütün terör, soygun ve siyasi örgütlerin çalışma ve eylem planlarında, mutlaka Sarayın ve Padişahın izni ve dahli vardır!