Biz genel olarak demokratikleşme ve şeffaflaşma üzerinde durdukça ülkeyi yönetenler inadına bu değerlerden uzaklaşmak için her gün farklı bir politika izlemektedirler…
Şayet iddialar ve öngörüler doğru ise, kısa sürede ülkemizde bir seçim olduğu ve olacağı varsa, bunun sonucunda ise demokrasinin olmazsa olmazı olan seçim sandığı gelecekse!
Böyle bir zaman zarfında, milletvekillerinin vekillikleri düşürülüp, partiler kapatılma aşamasına gelmiş ise, dış mihraklar! Bir kez daha, sistemin demokratikleşmesi için hukukun üstünlüğü ve yargıya müdahaleyi dile getirmektedir.
Neden bizler sürekli bu tür önemli konuları, hep başkalarının dayatması veya istemesi sonucu, kerhen olsa dahi yerine getirmeye çalışıyoruz?
Oysa biz halkımıza ve İnsanlarımıza Demokrasi, hukuk ve adalet ile İnsan haklarını en sonuna kadar yaşatabiliriz…
Bunu daha önce yaptık ve çok başarılı olduk, o zaman halkın içinden çıkan siyasiler sürekli Halk ile birlikte ve Halkın arasında kalmaktaydılar!
Halkın tüm isteklerini ve beklentilerini tek elden alıp, ona göre çözüm üretmekteydiler, ama bu gün halk seçtiği başkanlarına ve siyasilerine ulaşamıyor!
Ulaşsa bile sesini ulaştıramıyor, sesi çıkanın sesi kesiliyor veya dili kesiliyor! Bu bizim için ve daha önce Demokrasi konusunda deneyimi olan bir halk için kabul edilemez bir uygulama…
Sarayın uzak mevkiinden ve ses ulaşmaz duvarları arkasında, hiçbir siyasi endişesi olmayan, bir sürü danışmanın halk adına karar vermesi ve halkın başkanına telkinde bulunması, Halk ile başkanı arasına girmesi…
Bu ulaşılamaz konumu nedeniyle, daha önce hata yapan bu tür liderlerin konumu bizler tarafından görülmüş ve sonucuna şahit olmuşuz!
Bunların ve acı sonuçların olmaması için, halk ile liderler ve başkanlar arasına başkalarının girmemesi için, biran önce bize başkaları tarafından dayatılan Demokrasi ve İnsan haklarına geri dönmemiz şarttır.
Daha önce partisi birkaç kez kapatılan ve siyasi tutuklu olarak ceza evine kapatılan bir liderin, bu tüt siyasi ve insani hakları sağlaması herkes tarafından beklenmektedir.
Bu haklar sağlanmadığı sürece ne dolarda ne ekonomide ne enflasyonda istikrar sağlanması mümkün değil.
Bu aralar herkesin dilinden düşürmediği seçim ve hatta erken seçim beklentileri ile enflasyonu ve doları bastırarak, reel ekonominin belini kıracak Faiz artışlarının nereye kadar süreceği bilinmemektedir.
Dün faizin 2 puan yükseltilmesi ile Dünya da en fazla faiz veren bir ülke olarak tefecilerin iştahını kabartan bu uygulama, bizi içerden tamamen çökertmekte, siyasi krizler ise bizi sosyal ve siyasal olarak gerilemektedir.
Bundan sonra başkalarının uyarısına gerek kalmadan, İnsan hakları ve Demokrasi için daha şeffaf bir seçim ortamı için, daha demokratik olmamız gerekli.
Baskılar ve sıkıntılarla gidilecek bir seçimin sonucunun ne olacağı hiç belli olmaz!