Toplumlar kimi zaman helak a, yani yok olmaya doğru giderken, gözleri bir kurtarıcı beklemek için yollara dikilir!
Toplumun yozlaşması, sistemin ağırlaşması, haksızlık ve hukuksuzlukların artması ile birlikte, toplumsal arayış daha hızlı başlar…
2000’li yılların başında bir kurtarıcı için gözlerimizi yine yollara dikmişken, karşımıza bir reis in çıkması ve mehdi’nin mesajlarını vermesi hepimizi sevindirmişti!
Bazen kurtarıcıların eli delik olup Deccala dönüştüklerini tarih kitaplarında okumuştum, ama her şeye rağmen bir kurtarıcı için gözler yolları bekliyordu.
20 yıllık Reis iktidarının sonuna gelirken, toplumdaki arayışlar ve sancılar artmaya başladı, bunların kısa sürede karşılık bulması çok zor görünse de…
Bir iktidarın sıkıntı vermesi ve onun yanlışlarına karşı tepkisiz bir muhalefetin olması toplumu geren ve tamamen psikolojisini bozan bir durum.
Muhalefet olmayınca, toplumsal örgütlenmeler, iktidarın kıskacı altında kalınca, maalesef sıkıntılar ve kurtarıcı beklemeler, birazda umutsuzluk ve çaresizliğe neden oluyor!
Son olarak cezaevindeki tutsakların olumsuz koşulları, ekonominin kötü gidişatı, dış ilişkilerin berbatlığı ve terör örgütlerine olan, siyasi sempati, Diyarbakır çıkarması ile umutların yeşermesi gözleri bu mitinge çevirmişti.
Bir taraftan Devlet Bahçeli in kontrolünde olan siyasi irade, diğer taraftan siyasi olarak bitirilen, içişleri bakanının gölgesinde geçen bu ziyaret, maalesef hezimet ve umut kırıklığına neden oldu!
Ne bir süreç ne bir müjde, nede yeni bir haber çıktı, bu ziyaret tamamen sıradan ve rutin bir ziyaret dışında, Soylunun dışa verdiği mesaj olarak iş gördü, yani içişleri bakanına yaradı.
Bir seçime gidilecekse, Kürt oylarına çok büyük ihtiyaç duyan, siyasiler iç hesaplardan dolayı, bir türlü açılıp ana gündem konusuna giremiyorlar…
Böylece toplumun kurtarıcı, mehdi beklentisi daha çok artmaktadır, Dilipak ın son makalesi ile bu beklentinin çok yüksek olduğu, bu beklentinin iktidar mahallesinde de yükseldiği görülmektedir.
Şimdi gelelim içimizden olmasa da, benzetme gibi olmasın, Firavun sarayında büyüyen, Hz. Musa gibi, çete, mafya, suç örgütlerinin içinden çıkan, kendi çapında Reis olan Sedat Peker in mesajlarına…
Musa vari tebliğleri, Mehdi vari uyanışları, Hızır gibi ani çıkışları ile tam bir kurtarıcı olarak toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul edilen Sedat Peker…
Bu kadar iktidar ve muhalefet çaresizliğinde, her kesim için tek kurtarıcı olarak bakılmaya başlandığını iddia edebiliriz.
Halk çaresizlikten, muhalefet bezmişlikten, insanlar adaletsizlikten, maalesef vir yeni Reisi kurtarıcı makamına oturtmak zorunda kaldı!.
Kimse yadırgamasın, kimse bunu yabana atmasın, her zaman kurtarıcılar, Peygamber soyundan gelmez, bazen Şemsin yaptığı gibi, Şekure yi nasıl pislikten alarak gönlünün sultanı yapmış ise, bizde Sedat Peker Reis i, çete ve mafya ortamından çıkartarak, onu kurtarıcı pozisyonuna oturtmuş bulunmaktayız.
Kimse yadırgamasın ve kimse ayıp görmesin, onun yani Reis in sayesinde olmazsa, bu gün biz sarayın, Pezevengini, sarayın Tosuncuğunu, Kriptocusunu, silah kaçakçısını, hazine soyguncusunu, banka batıranları ve karanlık dehlizlerini nasıl görecektik.
Bilmek ayrı bir şey ama görüp, his etmek ve elle dokunmak başka bir şey, bence “Serok Sedat” Diyarbakır mitingine daha çok yakışırdı!