Ana dil konusunda en çok sıkıntı çeken toplum ve medeniyetin bu coğrafya da Kürtler olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
Geçen gün bir video izledim ve gerçekten bu sistemin bir ayıbı olarak üzüldüm bu duruma, İstanbul hava limanında annesini kaybeden bir Kürt vatandaş, Hava meydanında Kürtçe anons yapılamadığı için saatlerce ona ulaşmakta zorluk çektiği ve bunu sosyal medya da paylaşarak isyanını dile getirdiği…
Her dilden tiyatro, müzik ve ilanların yapıldığı ülkemizde, bu toprakların asıl unsuru olan Kürtlere diller ile kültürel ve sanatsal faaliyetler yasaklanıyor!
Bir hafta önce <İstanbul da sahneye çıkacak olan bir tiyatro gurubuna Kürtçe oynanacak oyun için yasak getirildiği ve içişleri bakanının bu yasağı daha sonra kaldırdığı!
Seçime yakın olmazsa ve Kürt seçmenlerin tepkisinden olmazsa, İstanbul AKP adayı Kürtçe Sersera, serçava demezse bu yasak kalkar mıydı acaba?
Bu gün Dünya’nın kabul ettiği Ana dil günü bu gün özellikle Kürt halkının ana diline sahip çıkarak bu dilin ve bu kültürün yok olmaması için mücadele vermeleri gereken bir gün.
“Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 1999 yılında aldığı kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir. “21 Şubat Dünya Anadili Günü” ilk kez 2000 yılında, dünya çapında çok dilli yaşamı ve kültürel çeşitliliği desteklemek amacıyla kutlanmaya başlamıştır.”
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 1999 yılında aldığı kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiştir. “21 Şubat Dünya Anadili Günü” ilk kez 2000 yılında, dünya çapında çok dilli yaşamı ve kültürel çeşitliliği desteklemek amacıyla kutlanmaya başlamıştır.
UNESCO verilerine göre, dünyada 5 bini yerli dili olmak üzere 7 binden fazla dil konuşulmaktadır. Ancak bu dillerin yüzde 40’ı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. UNESCO’ya göre, yüzyıl içinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacak durumda ise o dil tehlikede, bir dili konuşan hiç çocuk kalmamışsa o dil ölü olarak kabul edilmektedir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30’uncu maddesinde “Soya, dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerli halkların var olduğu devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz.” ifadeleri yer almaktadır.”
Yalnız Kürtler asimilasyon ve dillerinin yok olmasına karşı mücadele etmemektedirler, Türkçe dili de büyük bir baskı ve tehdit altındadır, bu eğitim sistemi ve bu sistemsizlik hepimizi yok ediyor.
Anadili Türkçe olan vatandaşlara 75 yıldan beri kendi dilinde haberler, yorumlar, programlar sunan bir yayın kuruluşu olarak, Türkçenin yeniden gündeme getirilmesi için 21 Şubat’ın uygun bir gün olduğu kanısındayız.
Ülkemizde çok az okulda ve az sayıda çocuğun katılımıyla ayakta kalmaya çalışan Türkçe dersler, ebeveynlerden özel başvuru formları, müdür onayı gerektiriyor. Eğitim müfredatı dışında kalan Anadili dersleri gittikçe azaldı ve neredeyse artık yok denilecek kadar az kaldı.”
Bu da bize gösteriyor ki tüm diller kullanılmadıkça ve sahip çıkılmadıkça yok olmaya mahkûmdur, özellikle Kürt dili ve lehçelerine sahip çıkalım.