
Çok ilginç bir dönemden geçiyoruz, ölüm döşeğinde bir siyasi lider, siyasi çözüm olarak, en son aklına gelen yardım ve hayır konusu!
Nerden çıktı bu ilginç bağış sistemi, ilkel çağlarda bile kimsenin aklına gelmeyen, taş devrinde bile hayırsever ilkel insanların aklına gelmeyen bağış!
Bahçeli hakkında öldü ölecek söylentileri, hatta kimisi fişe bağlı yaşadığını iddia ettikleri bir şahsiyet en sonunda köylü yoksulları düşünerek, hayırseverlik yapayım dedi!
Dedi de bu çağın çok gerisinde olduğunu ve bu çağda yaşamadığını gösteriyor, İnsanlar yaşlandıkça çocuklaşmaya doğru gidiyor, askıda ekmek eyvallah, ama buğday biraz değil çok ilginç!
Vatandaş askıda buğdayı buldu, diyelim, hayırsever köylü ambarının dibinde kalan birkaç kilo buğdayı sevabına köydeki veya şehirdeki akraba ve komşusuna bağışladı!
Bu yoksul ve aç kişi bu buğdayı ekmek yapana kadar hangi aşamalardan geçeceğini hiç mi merak etmedi, devletin ve milletin lideri!
Bu buğdayın ayıklanması, yıkanması, öğütmek için bir değirmen bulunması, un haline geldikten sonra, maya bulunması, tuz bulunması, en kötüsü ise sıcak bir tandır veya fırın bulunması…
Bu yoksul ve aç halkımız bu ekmeği bulana kadar açlıktan ölmeyeceği ne malum, gelin bu vatandaşlarımız ölmeden önce onları askıda ekmek kampanyasına yönlendirelim bu eziyetten kurtaralım bence!
23 yıllık bir iktidarın en sonunda düştüğü bu komik manzara karşısında gülelim mi ağlayalım mı, hala bu iktidara güvenen ve ciddiye alan büyük bir kitle var arkalarında!
Bu siyasi irade bizi yönetip ekonomimizi yönlendiriyor, yakında gidin ağaç kovuğunda yatın ve ormanda ot, et toplayın diye bir yasa çıkarabilirler!
Bakın işin uzmanları ne diyor bu konuda;
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı,
“Gerek üreticiyi gerek tüketiciyi koruyan önlemlerle üretici kar ederken tüketici de daha ucuz daha sağlıklı gıdaya erişebilir. Buğday öznesini tüm ürünler için kullanabiliriz. Et, süt, mısır, sebze meyve olmak üzere tüm üretimde sorun varsa tüm ürünlerde üreticiler sorun yaşamışsa, domates tarlada kalmışsa, bugün sezonu limonu, mandalinasını pahalıya yiyorsak ama üretici de zarar ediyorsa tüm ürünlerde tarım politikaları yeniden düzenlenmeli.
Üretici korunmalı, tedarik zinciri kooperatiflerle daraltılmalı, tüketici geliri arttırılmalı. Hem üretici mutlu olmalı hem tüketici mutlu olmalı. Yoksa bu tür projeler sadece kamuoyunu oyalamakla kalır”
Bizler yani Halk olarak, bu yönetime ve bu akla düşecek kadar ne günah işledik, adamlar ölüm döşeğinde bile saçmalıklarını ekonomik ve sosyal plan olarak bize sunmakta kimse bunlara sus ve dur diyemiyor, tıpkı Nas ekonomisi gibi!