
Yarın yani 4 Şubat Dünya Kanser ile mücadele günü, bu gün nedeniyle bizimde çağımızın ölümcül v e en ağır hastalığı olan bu hastalığı iyi tanımamız, gerekir.
Bu hastalık denilen belanın aslında çağımızda daha çok gelişip yaygınlaşmasına dikkat etmemiz gerekir, neden ve niçin?
Teknolojinin geri olduğu, tüketim araçlarının az ve sınırlı, yaşam koşullarının fazla çeşidi olmaması, merak ve hasretin az olduğu dönemlerde, kansere de az rastlanırdı!
Yaşam koşulları değiştikçe, insanoğlu daha rahat ve daha çok bollukla karşılaştıkça, istek ve arzuları arttıkça, kanser olma riski de o oranda artmıştır.
Bakın istatistiklere ve kanser hastalığının artış gösterdiği yıllara anlarsınız bunun nedenlerini, sebep ve sonuçlarını…
Uzmanlar Kanser hastalığının nedenlerini sıralarken, en başta genetik nedenlerle işe başlamaktadırlar, oysa ben bunu kabul etmiyorum.
Daha sonra beslenme alışkanlıkları, özellikle içki ve sigarayı en büyük etken olarak göstermektedirler, ben buna da katılmıyorum.
Çağımız hastalığının etkenleri arasında en sonlarda Stres olarak bir madde halinde değinmekteler, bence Kanser hastalığının ve daha bir çok hastalığın en büyük nedeni Stres tir.
Stres çağımızın en büyük sorunu ve tüm hastalıkların en başta gelen nedenidir, biz bu stres denilen beladan kurtulmadıkça, hiçbir hastalıktan kurtulamayız!
Stres nedir bunu iyi bilmemiz ve onunla mücadele etmesini öğrenmemiz gerekir, stres tüm hastalıklara özellikle kansere kapıyı açan bir psikolojik hastalıktır.
Modern çağda birçok yaşam gereçleri olmasına rağmen bunlara ulaşmanın verdiği stres, sıkıntı ve bunalımlar bizi Kanser olmaya itmektedir.
Beslenmeden tutun, barınma ve seyahat, araç ve gereçlerden, giyim ve kuşam a kadar, hatta estetik ve makyaja kadar…
Sınırsız gereçler ve sınırsız ihtiyaçlar, bu ihtiyaçlara ulaşamamanın verdiği sıkıntılar ve oluşan stres, ardından kaybedilen bağışıklık sistemi, vücudun maruz kaldığı mikroplar ve kanser hücreleri…
Stresin bilimsel tanımı şöyle “Stres faktörü ve kanser.
Stres, doğrudan kansere yol açan bir faktör olmamakla birlikte özellikle son yıllarda etkisi bilimsel olarak ön plana çıkarılan bir faktördür.
Bu bağlamda stresin kansere etkisi, hem bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkilerinden hem de sağlıksız davranış alışkanlıklarını tetiklemesinden kaynaklandığı değerlendirilir.
Sonuç Olarak:
Stres, kansere dolaylı olarak bilinse de aslında doğrudan diyebileceğimiz yoldan katkıda bulunan önemli bir faktördür. Özellikle kronik ve uzun yıllar süren stres, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, hücrelerde DNA hasarına ve sağlıksız hücre oluşumuna katkı sağlayabilir.”
Stres faktörü incelendiğinde, diğer faktörlerin tamamının aslında stresten kaynaklandığını kolayca anlayabiliriz.
Kötü alışkanlıklar ve çevre faktörü ile genetik oluşumların tamamının altında stres faktörünün baş aktör olduğu görülüyor!