Batı Raman Kampüsü Fen-Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe, Vali Yardımcısı Kadir Kılıç, Üniversite Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, üniversite yöneticileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
REKTÖR DEMİR “TÜRKİYE, HER KOŞULDA ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN GİRİŞİMLERDE BULUNUYOR”
Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından sunulan müzik dinletisinin ardından söyleşinin açılış konuşmasını yapan Üniversite Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana etkin ve güçlü devlet geleneğiyle tüm dünyanın bildiği, önemsediği bir devlet olduğunu ve olmaya devam ettiğini belirtti.
Türkiye’nin son yıllarda yaptığı dış politika hamleleriyle tüm dünyada adından söz ettirdiğinin altını çizen Rektör Demir, Türkiye’nin esneklik ve çok taraflılık gerektiren bir atmosferde başarılı bir strateji yürüttüğüne dikkat çekti. Türkiye’nin “insani dış politika” anlayışı ile dünyanın dört bir tarafına ulaştığını söyleyen Rektör Demir, ülkemizin özellikle sığınmacılara yönelik uyguladığı politikayla "insani" yaklaşımın önemli örneklerinden birini ortaya koyduğunu ve bu alanda elde ettiği başarının, bölgede önemli bir aktör olmasını kolaylaştırdığını ifade etti.
REKTÖR DEMİR: “TÜRKİYE, BÜTÜN DÜNYADA BÜYÜK BİR SORUN ALANI OLMAYA BAŞLAYAN ENERJİ KONUSUNDA DA BAŞARILI POLİTİKALAR YÜRÜTMEKTEDİR”
Türkiye’nin ayrıca, bölgesel ve küresel sorunların çözümünde de aktif rol oynadığını dile getiren Rektör Demir, konuşmasına şu şekilde devam etti “Ukrayna krizinin çözülmesi için diyalog konusunda ısrarcı olan Türkiye, uluslararası güvenlik ve istikrarın sürdürülebilir bir zemine oturtulması noktasında değerli girişimlerde bulundu. Türkiye’nin üstlendiği arabuluculuk rolü, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere pek çok uluslararası ve bölgesel örgüt tarafından takdirle karşılandı. Özellikle Rusya ve Ukrayna’nın tahıl ve gübre stoklarının uluslararası pazarlara ulaştırılmasına imkân tanıyan “Tahıl Koridoru”nun oluşturulmasında Türkiye’nin oynadığı rol, bütün dünyanın takdirini kazandı. Türkiye, bütün dünyada büyük bir sorun alanı olmaya başlayan “enerji” konusunda da başarılı politikalar yürütmektedir. Bugün Türkiye, kuzey-güney ve doğu-batı doğalgaz hatları trafiğinin tam ortasında konumlanmıştır. Son yıllarda dış politikadaki başarıları, onu “enerji üssü” olma hedefine ziyadesiyle yaklaştırmıştır. Bu bağlamda Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz’de doğalgaz arama çalışmalarını sürdürmekte ve önemli rezervlere ulaşmayı hedeflemektedir. Bu vesileyle, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında hedeflerine birlik ve beraberlik içinde, Cumhuriyet’in değerlerini yaşatarak ulaşacak bir Türkiye göreceğimizi belirtmek isterim. Türkiye’nin gelecek yüzyılda “Türkiye Yüzyılı” mottosu etrafında kenetlenerek uluslararası alandaki saygınlığını ve etkinliğini aynı kararlılıkla sürdüreceğini umuyorum.”
Rektör Demir’in açış konuşmasının ardından söyleşiye geçildi. Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, Dünyada yaşanan güncel sorunlardan bahsederek büyük kriz dönemlerinden geçildiğini ve bu krizlerin sebeplerini anlattı. Krizlerin ortaya çıkmasını, Batı’nın kriz içerisinde olması, Ulus-Devlet Sistemi, Birleşmiş Milletler ve Amerika Hegemonyası gibi öğelere bağlayan Prof. Dr. Ataman, Türkiye’nin bulunduğu bölge bağlamında nasıl bir küresel mimari ile karşı karşıya kaldığı, Türkiye başta olmak üzere dünya devletleri için nasıl sorunlara yol açacağı konularından bahsetti.
PROF. DR. YEŞİLTAŞ: “UKRAYNA SAVAŞI İLE BİRLİKTE ULUSLARARASI SİSTEM, TARİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE OLMADIĞI KADAR BİR SIKIŞMA İÇERİSİNE GİRDİ”
40 yılık döneme bakmadan bugünü anlamanın kolay olmadığını ve bugünkü krizin karakterini anlamayacağımızın altını çizen Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Soğuk Savaşın bitmesinin jeopolitik bir kriz ortaya çıkardığını vurgulayarak 2001 yılında güvenlik krizi ile karşı karşıya kalındığını söyledi. 11 Eylül’ün ulusalcı sistemi temelden etkilediğini önce Afganistan sonra da Irak’ın işgali ile sorunların bugüne kadar taşındığını belirten Prof. Dr. Yeşiltaş, 11 Eylül sonrasında batıdaki İslami fobinin (İslam karşıtlığı), göç ve küreselleşme karşıtlığının kök salmasındaki en önemli etkenlerin de bunlar olduğunu kaydetti. 2008’deki ekonomik krizin bize 10 yılda bir küçük ölçekli 50 yılda bir de büyük ölçekli krizlerden olduğu dönemleri işaret ettiğini dile getiren Prof. Dr. Yeşiltaş, Dünya tarihine baktığımızda da 50 yılda bir ekonominin dibe vurduğunu bunun sonucunda da büyük savaşların meydana geldiğini ifade etti. Pandeminin bütün sistem, güvenlik ve uluslararası dönüşüm algılarını kökten değiştirdiğini belirten Yeşiltaş, Ukrayna savaşı ile birlikte uluslararası sistemin, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bir sıkışma içerisine girdiğini ifade etti. Önümüzdeki kısa dönem içinde Rusya’nın Avrupa ekosisteminden tamamıyla dışarıya atıldığı bir dönem ile karşı karşıya kalınacağını ifade eden Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, bu dönemde Türkiye’nin muazzam bir diplomasiyle yürüttüğü denge politikasının nasıl sonuçlanacağını göreceklerini dile getirdi.
PROF. DR. ATAMAN: “SON 500 YILLIK TARİH, BİR EMPERYALİZM TARİHİDİR”
Prof. Dr. Murat Yeşiltaş’ın özellikle pandemi ile ilgili anlattığı hususların çok önemli olduğunu ve pandemi ile birlikte yeni bir güvenlik sorununun ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Ataman, son 500 yıllık tarihin bir emperyalizm tarihi olduğunu vurguladı. Batı dünyasının hikâyesinin kendisi dışındaki dünyayı sömürmesi olduğunun altını çizen Ataman, günümüzde gelinen noktada ise yarışın başka bir boyuta evrildiğini; amacın bir ülkenin fethedilmesi olmadığı, kaynakların kontrol edilmesi olduğuna dikkat çekti.
PROF. DR. PİRİNÇÇİ: “SON YAŞANAN KRİZLERDEN SONRA DEVLETLERİN GÜVENLİĞİ HER ZAMAN CİDDİYE ALMALARI GEREKTİĞİ BİR DAHA ANLAŞILDI”
Güvenlik sorusunu somut hale getirmek için bir örnek veren Prof. Dr. Pirinççi, kendi bahçemizde yaşadığımızı ancak dışarıda bir ormanın bulunduğunu ve bu ormandan bize doğru gelenlerin olduğunu söyledi. Refah alanının artık eskisi kadar söz konusu olmadığının ön görüldüğünü belirten Prof. Dr. Pirinççi bu ön görüler ışığında uluslararası ilişkilerde bireylerin, sivil toplum kuruluşlarının artık çok daha etkili faktörler olarak yer alacaklarını ifade etti. Mevcut sorunlara devlet ve devlet kurumlarının iyi fonksiyon göstermesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, bu gerekliliğin sadece Ortadoğu gibi coğrafyalarda değil, bütün dünya genelinde önemli olduğunun altını çizerek artık devletlerin karşı karşıya kaldıkları krizlere adapte olabilmelerinin hayati anlama geldiğini söyledi. Avrupa Birliği ülkelerinin bir bütün olarak Rusya’ya karşı yaptırım uygulamalarına rağmen bir yandan da Rusya’dan her ay aldıkları enerjiyi 35 milyar dolar ile finanse ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Pirinççi, güvenliğin genel olarak çok çeşitli şekillerde derinleştiğini ve değiştiğini, son yaşanan krizlerden sonra devletlerin güvenliği her zaman ciddiye almaları gerektiğinin bir daha anlaşıldığına dikkat çekti.
Türkiye’nin krizlere karşı direnç gösterebilecek bir potansiyele eriştiğini, izlediği politikalarla Dünya’daki ve bölgedeki dengelere yön verebilecek seviyeye geldiğini belirten konuşmacılar, söyleşinin sonunda katılımcılardan gelen soruları cevapladılar.
Söyleşi, Üniversite Rektörü Prof. Dr. İdris Demir’in konuklara hediye takdiminde bulunması ve hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi.