Öyle bir zaman gelecek ki; doğru söylenenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir insanlar hain sayılacak. Hainlere güvenilecek.
Hz. Muhammed S.A.V.
İman eden insanların bugün yaşanacakları peygamberimizin 1400 yıl önce sözlerini nasıl olmuşta unutmuşlar. Bu kadar mı yanlış okuyorsunuz yazılanları ve söylenenleri?
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in de devamlı tekrarladığı bir sualdir bu. Cenâb-ı Hak, Hazret-i Peygamber’in ve daha önceki peygamberlerin getirdiği tevhidi ve ilâhî hakikatleri hatırlatarak insanoğluna soruyor:
“Düşünmez misiniz?” (Hûd, 30; Mü’minun 85 vd.)
Bunca vakıf, dergah ve tarikat bunları bilmiyorlar mı? Diyanet işleri hangi günler için var? Bütün yazılanları ve hadisleri tersten okuyup anlatıyorlar?
Toplum ve bireyler inançlarını neden resmi eğitim sistemlerinden en doğru şekilde almazlar? Bunca vakıf, tarikat ve dergah neden var? Öğretilenlerdeki amaç İslam dinini en iyi şekilde öğrenmekse sayıları 1000 leri bulan bunca cemaate verilen eğitimler farklı olmalı ki birinin ak dediğine biri kara diyebiliyor.
Cemaatlerin çoğu iktidarlara yakın durarak yerlerini sağlamlaştırmayı amaçlarlar. Gelelim yalan ve doğru söyleme meselesine. Bu konuda rehber alacağımız fazla kaynağa ihtiyaç yoktur. Kuran ve sarih hadisler ve İslam dinini iyi bilen ayrıca yanlış yorumlamayan imamlar ve alim insanlara ihtiyaç vardır. Bundan daha fazlasını arayanlar araştırarak doğruyu ve yanlışı öğrenebilirler. Unutmamalıdır ki Kuranın ilk gelen ayeti oku idi. Kuran okurken ve dinlerken bütün sürelerde rahatlarım. Ancak Rahman süresinde kendimden geçerim. Neden mi? işte size nedeni.
19﴿ O, birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi.
﴾20﴿ (Ama) aralarında bir engel vardır; birbirlerine karışmazlar.
﴾21﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
﴾22﴿ Onlardan inci ve mercan çıkar.
﴾23﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
﴾24﴿ Denizde yelkenlerini bayraklar gibi açarak süzülüp giden gemiler O’nundur.
﴾25﴿ Artık rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?
İnkâr etmek her manada yanlış ve günahların en büyüğüdür. Kendi çıkarları için veya bekası için yapamayacaklarını yapacağım diyerek vatandaşların iyi niyetini suiistimal etmekte buna dâhildir. İyi giyinip bir kaç düzgün cümle kurarak vatandaşlara vaatte bulunan birçok insan mağduriyet yaşadı. Bu aldatmaca her alanda devam ediyor.
İstisnasız her ayda telefonlarımıza kendini polis veya jandarma, savcı veya devlet görevlisi olarak tanıtan kişilere önemli bilgilerinizi vermeyin uyarısında bulunulmaktadır. İyi de bunca örnek olay varken neden güvenlik görevlileri bu konuda bir ciddi manada bir güvenlik birimi oluşturarak olaylar yaşanmadan engel olamıyor?
Ekonomik şartların iyi olmadığı ülkelerde böylesi vakaların olması tesadüfi değildir. Vatandaşların yeterli geliri olmayınca birikimlerini paraya endeksli yatırımlara koyarak ek gelir elde etmek isterler. Bunu fırsat bilen şahıslar vatandaşların bu zaafını fırsat bilerek yüksek gelir vaadiyle paralarını alarak onları mağdur ederler.
Ülkede 5 yıldır yaşanan ekonomik sorunlar nedeni ile her alanda yaşanan sorunlar toplumun bütün kesimlerinin geçim sıkıntısı yaşamasına neden oldu. Sorunun çözümü için vatandaşların yastık altındaki birikimlerini veya bankalardaki dövizlerini bozdurarak piyasaya sürmeleri istendi. Sürecin uzaması vatandaşların birikimlerini altın ve dövizde tutmalarının uygun olacağına inanmalarına neden oldu.
Dövizdeki darboğazı ve yükselişi önlemek için altın ve döviz korumalı mevduatlara yüksek faiz vaat edilerek vatandaşların bazılarının birikimlerini bozdurmaları sağlandı.
Bu zengin kesimin daha fazla ilgi göstermelerine neden oldu. Doların önünün alınamasın ve kur korumalarının yetersiz kaldığı dönemlerde borsada manipülasyon yapılarak vatandaşların borsada işlem yapmalarının önü açıldı.
Yüksek görünen portföyler düşünce milyonlarca vatandaş mağdur oldu. Yasal olmayan oluşumlar tabandan tavana mı? Tepedekilerin aşağıdakilere bakılıp yukarılara tırmanmayı deneyerek zenginleşmeyi düşünürler?
İşte bütün sorunun cevabının olduğu anahtar cümle budur!