13 veya 15 yaşında bir genç. Sokak müzisyenliği yapıyor. Neden mi? Evin idaresi için para kazanacak kimselerinin olmadığı için.
Muhabirin biri onu görünce röportaj yamak istemiş.
- Gelecek ile ilgili hayalin ne?
- Hayalim şey ağabey fakir olmamız. Yani evde yiyecek yok ya ben şimdi şeye geldim. Ben burada çalıyorum eve yiyecek götürüyorum o hayalim. Eve yiyeceğimiz olması.
Şimdi düşünüyorum. Evde bu genç olmasaydı ev halkı nasıl yaşayacaktı?
Sokakta kazandığı birkaç kuruş ile eve götürebildiği ile yaşamlarını sürdürenler tok mudurlar? Pandemi süresince sokaklara çıkmalarını izin verilmeyen sokak sanatçıları neler yaşadılar?
Yaşamının başındaki bir gencin gelecek ile hayallerini ev ekmek götürmek olarak anlatması gelinen durumun vahametini gösteriyor.
Ülkede son üç yıldır ekonomik sorunlar vatandaşın yaşamını çekilmez hale getirdi. Son bir buçuk yıldır pandemi nedeniyle daralan ekonomi ve işsizlik yaşanan zorlukların katmerlenerek artmasına neden oldu. O kadar ki; bütün sektörler durma noktasına geldi. Tüm bunlar küçük esnaf ve özel sektör çalışanlarının işsiz kalmasına neden oldu.
Pandemiden etkilenenler sadece esnaf değildi. Emekli ve asgari ücret ile çalışanlar da bu süreçte geçim sıkıntısı yaşamaya başlamıştı. Ölçüsüz artan gıda, temel ihtiyaç maddelerine günü birlik zam yapılırken sabit gelirli vatandaşların aldıkları ücret ile yaşamlarını sürdürmelerini imkânsız hale geldi.
Bu da milletin biz açız demesine neden oldu.
Açlık yaşanmadan tokluğun ne kadar değerli olduğunu anlamak mümkün değildir. Bu sebepten tok açın halinden anlamaz denmiştir. Ülkede açlık yaşanıyor diyen muhalif vekillerinden bir. "Vatandaşlar eve ekmekten başka bir şey getiremiyor"
İktidar partisi milletvekilinin verdiği cevap içler acısıydı. "İyi ama ekmek yiyebiliyorlarsa aç değiller" diyen milletin vekili milletin oyları ile meclise gittiğini unutmuş görünüyor. Ona göre vatandaşın açım demesi ülkenin iktidarının devamlılığı kadar önemli değildir. Bu yüzden açım diyen vatandaşlara aç değiller demeyi uygun bulmuştur.
Meclis ve iktidar halk için vardır. Halkın tüm sorunlarını çözme vaadi ile o makama geldikleri halde açım diyenleri samimi bulmaması basit bir yöntemle doğrulanabilir veya yalanlanabilir.
Seçim dönemlerinde ülkeyi refaha ve huzuru taşıyacaklarına söz veren iktidar böylesi durumda yaşananları yok sayması veya duymazdan gelmesiyle sorunlar yok olmuyor.
Halkın geçinemiyorum diyen kesimlerden vatandaşlar seçilerek aylık gelirleri belirlendikten sonra vekillerden bazıları ve devletten birkaç kurumundan maaş alan bürokratlar açım diyen vatandaşlarının ayda aldıkları ücretle geçinmeleri istenmelidir. Şayet vekil ve bürokrat dar gelirlinin maaşı ile geçinebiliyorlarsa; dar gelirlinin açım serzenişleri doğru değildir. İktidarın aç yoktur tezi doğrulanır. Vekil ve bürokratların açlık sınırında maaş alan şahısların aldıkları maaş ile geçinemiyorlarsa?
Ne olur?
Biz açız diyen vatandaşlar haklıdır denerek halktan özür dilerler mi?
Nankördür denerek aşağılanan vatandaşlardan özür dilenir mi?
Ülkede sınıflar arasındaki gelir farkı her geçen gün artarak büyüyor. Artık orta sınıf yok. Dar gelirliler, yüksek gelirliler var.
Vatandaşlar geçim derdini yaşarken, Peker'in açıklamaları ile yukarı makamlarda bulunanların hak etmedikleri miktarda paraları aldıkları idea ediliyor. Geçinemeyen dar gelirli vatandaşların yaşadıkları sıkıntılarının böylesi usulsüzlükler ile bazı şahısların hak etmedikleri paraları almaları adil değildir. Dar gelirli vatandaşa reva görülen yoksulluğu yaşattıkları için görevini yapmayan yetkililerden hesap sorulması gerektiğini inanmaktadırlar.
Onlar vatandaşları paraları ile keyif yaparken dar gelirliye sefaleti yaşatmışlardır.