Bu ülkede araba sahibi olmayı zenginlik sayanların milli geliri milyonlarca liralık geliri olanlar ile asgari ücretle çalışanları, çöpten geçinenleri.
Çöpte beslenenlerin kazancı ile toplayıp vatandaşların sayısına bölünce dolara endeksleyen zihniyet yetmez diyerek abartılı göstermeyi ihmal etmiyor.
Milli geliri yüksek göstererek vatandaşlar zengin gösteriliyor. Aç yok diyerek yoksul olmadığını belirten TÜİK'in afaki ücretleri deklere ettiriyorlar.
Araç almak refah seviyesini belirlemez.
Bu gün bir ihtiyaçtır.
Aracı alan veya olanların ülke bütçesine katkısını görmeme körlüğü yaşanıyor. Akaryakıt, alım sırasındaki vergiler, sigorta ödemeleri, tamir, bakım ve her türlü malzemeye harcanan paralarla bütçeye katkı sunulduğu gerçeği görmezden geliniyor.
Bilgisayar ve telefon lüks öyle mi?
Dünyanın en ilkel toplumları bile artık mobil telefon ve bilgisayar alarak kullanıyorlar. Kullanan vatandaşlar bunun karşılığını ödemiyor mu?
Ne yani ilkel toplumları işaret ederek halinize şükredin demek vatandaş ile tasarruf edin mi denmek isteniyor?
Adama sorarlar.
Siz bu kadar yolu, iletişim sistemlerini neden kurdunuz?
Kurdunuz da akaryakıt fiyatlarını kontrol edecek hangi ekonomik tedbiri aldınız?
Araç üretip ülkeye ihraç adan Alman iş adamlar memlekete sattıkları araçların vatandaşlara fiyatlarını 3 kat artırarak satmasını şaşırarak izlemektedirler.
Otomotiv sektörü üretimi azaltıyor.
İkinci el araba fiyatları sıfır araçlardan pahalı. İki günde benzine 70 kuruş zam yapılmasını dünyada akaryakıt fiyatları artıyor nahane edenle.
450 makam aracını yeterli bulmayan iktidarın 50 makam aracı daha alacakmış.
Oluk gibi akaryakıt harcayan araçlar itibara hizmet ediyor öyle mi?
Vatandaşın itibarı hangi seviyede?