Rusya'nın Kürtlerle olan ilişkileri tarih boyunca oldukça karmaşık ve değişken olmuştur. Rusya'nın (Sovyetler Birliği) Kürtlerle olan diyaloğu, 20. yüzyılın başlarından itibaren stratejik çıkarlar ve ideolojik hesaplarla şekillenmiştir. Bu bağlamda, 1. Dünya Savaşında Kürtleri yanına ekme çabaları, kızıl Kürdistan'ın yıkılması, Sovyetler Birliği'ndeki Kürtlerin sürgün edilmesi ve Mustafa Barzani'nin Sovyetler Birliği ile ilişkileri, Kürt tarihinin önemli dönüm noktalarından bazılarıdır.
1. Dünya Savaşı sırasında Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşı yürütürken Kürt aşiretleri ve liderleri ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşa katılan Kürtlere bağımsızlık veya özerklik vaatlerinde bulunarak onları yanına çekmeye çalıştı. Ruslar, Osmanlı güçlerine karşı Kürtlerin desteğini almak ve Osmanlı'nın doğu sınırlarını zayıflatmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirdi, ancak bunda başarılı olamadı.Ancak Kürt aşiretlerinin tepkisi homojen değildi. Bazı aşiretler Ruslarla işbirliği yaparken, diğerleri dini olgular ile Osmanlı tarafında kalmayı tercih ettiler.
TARİHSEL DEĞERLEDİRME;
1-KIZIL KÜRDİSTAN'IN YIKILMASI:
1920'lerde Sovyetler Birliği, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde, Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgede "Kızıl Kürdistan" adlı bir özerk bölge kurdu. Bu bölge, Sovyetler'in Kürtlerle olan ilişkilerinde bir araç olarak kullanıldı. Ancak, Sovyetler Birliği'nin politikaları değiştikçe, Kızıl Kürdistan'ın varlığı tehdit altına girdi. Sovyet yönetimi, bölgedeki Kürt özerkliğini, Kürt milliyetçiliğinin güçlenmesine ve bölgedeki kontrolün zayıflamasına neden olabileceği kaygısıyla tehlikeli buldu. 1929'da Kızıl Kürdistan, Sovyet yönetimi tarafından resmi olarak feshedildi ve Kürt özerkliği sona erdirildi.
2-SOVYETLER BİRLİĞİ'NDEKİ KÜRTLERİN SÜRGÜNÜ:
Stalin döneminde, birçok etnik grup gibi Kürtler de baskı ve sürgünlere maruz kaldı. Sovyet yönetimi, Kürtleri potansiyel bir tehdit olarak görmeye başladı ve özellikle Kürt aydınları, yazarları ve liderleri hedef aldı. 1937 ve 1938'de, Ermenistan ve Azerbaycan gibi bölgelerde yaşayan Kürtler, Orta Asya’ya sürgün edildi. Bu sürgünler, Sovyetler Birliği'nin etnik temizlik politikalarının bir parçası olarak görülmektedir ve binlerce Kürt, bu zorunlu göçlerde hayatını kaybetti.
3-MUSTAFA BARZANİ VE SOVYETLER BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ:
Mustafa Barzani, en önemli Kürt liderlerinden biridir ve Sovyetler Birliği ile ilişkileri, Kürt hareketinin Sovyet desteği arayışında önemli bir yer tutar. 1946 yılında, Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nin yıkılmasının ardından, Barzani ve beraberindekiler ile birlikte Sovyetler Birliği'ne sığındı. Barzani'nin Sovyetler Birliği'nde geçirdiği bu dönem, 12 yıl sürdü ve Barzani bu süreçte Sovyet askeri akademilerinde eğitim aldı.Irak'ta monarşinin devrilmesinin ardından, Sovyetler Birliği'nin desteğiyle Barzani Irak'a döndü ve Kürt hareketinin lideri olarak konumunu pekiştirdi. Ancak, Sovyetler Birliği ile Barzani arasındaki ilişkiler tamamen dostane değildi; Sovyetler, Barzani'yi sıkı bir kontrol altında tutmaya çalıştı ve Kürt hareketinin tamamen kendi ideolojik çerçevelerine uygun olmasını istedi.
4-MAHABAD KÜRT CUMHURİYETİ'NİN YIKILIŞINDA RUSYA'NIN ROLÜ:
1946'da İran'ın kuzeybatısında kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği'nin dolaylı desteğiyle kurulmuştu. Ancak, Sovyetler, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte İran'dan çekilme kararı aldı ve bu da Mahabad Cumhuriyeti'nin düşmesine yol açtı. Sovyetlerin bu kararı, Kürtler tarafından bir ihanet olarak görülmüştür. Sovyetlerin İran'dan çekilmesi ve İran ordusunun Mahabad'ı işgal etmesi, Kürt liderlerinin tutuklanması ve idam edilmesiyle sonuçlandı.
5-OSMANLI-RUS SAVAŞLARINDA KÜRTLERİN TUTUMU:
Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasındaki savaşlarda, Kürtlerin çoğunluğu Osmanlı İmparatorluğu'nu desteklemiştir. Kürtler, Osmanlı yönetiminde yarı özerk bir statüye sahiptiler ve bu, Osmanlı İmparatorluğu'na olan bağlılıklarını güçlendirdi. Ayrıca, Rusların Hristiyan müttefikleri (örneğin Ermeniler) üzerinden yürüttüğü politikalar, Müslüman Kürtleri Osmanlıların yanında savaşmaya teşvik etti. Bu durum, Rusların Kürtleri kendi taraflarına çekme çabalarını başarısızlığa uğrattı ve tarihsel olarak Kürtler ve Ruslar arasında bir düşmanlık oluşturdu.
6-GÜNÜMÜZDE RUSYA'NIN KÜRT POLİTİKASI:
Günümüzde Rusya'nın Kürtlere yönelik politikası, bölgedeki jeopolitik çıkarlarına dayanmaktadır. Özellikle Suriye iç savaşı sırasında, Rusya, Suriye Kürtleriyle (özellikle PYD ve YPG) temas kurmuş ve işbirliği yapmıştır. Bu işbirliği, IŞİD'e karşı mücadelede taktiksel bir ittifak olarak değerlendirilebilir. Ancak, Rusya'nın bu desteği sınırlıdır ve Kürtlerin bağımsızlık taleplerine yönelik bir destekten ziyade, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunan bir yaklaşımdır.
Rusya, bir yandan Türkiye ile olan ilişkilerini bozmamak için Kürtlerin bağımsızlık taleplerine temkinli yaklaşırken, diğer yandan Kürtleri bölgedeki etkisini artırmak için bir araç olarak kullanmaktadır. Rusya'nın Kürtlere yönelik bakışı, bu stratejik dengeler çerçevesinde olumlu veya olumsuz olarak şekillenebilir.
Kürtler açısından ise Rusya'nın tutumu, çoğu zaman güvenilmez olarak algılanmıştır. Bu tarihsel güvensizlik, Kürtlerin bölgedeki büyük güçlere karşı daha temkinli bir yaklaşım benimsemelerine yol açmıştır.