Toplumlar ideal yönetim sistemlerini buluncaya kadar birçok hatalı sistemi denemek suretiyle en ideal yönetim şeklindi bulmuşlardır. Demokrasileri dünya ölçeklerinde uygulayan ülkelerin gelişmiş olması, insan hakları konusunda hassas ve tavizsiz adil uygulaması, toplumun bütün kesimlerinin yasalar önünde eşit olduğu esasına göre uygulamasıyla toplumun bütün bireylerinin geleceklerinden endişe etmediği ülkeler kurdular. Oysa orta çağa kadar bu ülkelerde cehalet vardı ve krallıkla ile yönetiliyorlardı. Kiliseler, krallar veya avam tabakaları ile birlikte hareket ederek toplumlar sömürülüyordu. Toplumda asilzadeler ve vasat vatandaşlar vardı. Bütün yük yoksul halkın sırtında olmasına rağmen gelirden pay alamazlardı. Gelişmiş ülkelerin yönetim sistemlerinin yasalarına alarak ülkeyi yüz yılın gelişmiş ülkeleri arasına sokmak imkânsızdır. Asıl olan o yasaların eksiksiz ve tarafsız uygulanmasıdır. Her dönemin ihtiyaçları doğrultusunda yasalar yenilenmeli veya güncellenmelidir. Yenilenmezse ne olur? Sistem işlevsiz hale gelir. Başka bir örnek vermek gerekirse adaletin gecikmesi dava sürelerinin yıllarca devam etmesi. Geciken her dava mahkemeye başvuran diğer davaların tümünün gecikmesine neden olur. Ekonominin kurallarının doğru uygulanmadığı iktidarlarda esnaf ve dar gelirlinin iflası veya icralık olması kaçınılmazdır. Mahkeme koridorlarının dava dosyaları ile dolması başarısız iktidarlar döneminde yaşanır. Bu yüzyıllar önce de böyleydi. Bugün de sistem çalıştırılmazsa aynısı ve daha kötüsü yaşanır. Ülkeyi idare etmek vaadiyle seçim dönemlerinde ülkeyi kalkındıracağını söyleyenlerin iktidarları başarısız olması durumunda sebep oldukları ekonomik çöküşün oluşturduğu kayıpları vaat edenlerden tazmin edilmesi şartı getirilmelidir. Demokraside kişi bir vaatte bulunmuşsa ve başarılı olamıyorsa getirildiği makamdan istifa etmeleri ahlaki olanı uygulamalarıdır. Ülkenin geleceğini düşünmeden koltuğun rahatlığına kapılıp görevinden ayrılmaması veya istifa etmemesi yanlış ve ülkenin yaranına değildir. Bu gün gelişmiş ülkeler böylesi durumları yıllarca önce fark edip önlemlerini almışlardır. Yanlış uygulamalarla ekonomik kayıplar nasıl telafi edilebilir? Öncelikle yanlış uygulamalıdan geri adım atılmalıdır. Ülkede israfın önünü alacak sıkı önlemler alınmalıdır. Sorunun çözümü için çalışıp üreten maaşlı veya iş yeri işletenler, fabrika sahipleri ve iktidar mensupları bu konuda gereken fedakârlığı göstermelidirler. Ülkenin bu gün geldiği durumdan düze çıkarılması için benzeri önlemler alınacaktır. Ülkenin ekonomik sorunlarının sorumluluğu iktidara ait iken uygulamalı yük dar gelirli, emekli ve çalışanların sırtına yüklenmemelidir. Ülkede bu güne kadar yaşanan ekonomik sorunlar çalışanlar, memurlar, emeklilere düşük zamlar verilerek yoksullaştırılmaları ili giderildi. Ülkede tarih devamlı böyle tekerrür eder.