Dünya yalnız biz insanlardan müteşekkil değildir, evet bizim için yaratılmış bir doğa ama bizim faydamıza yaşayan diğer canlılarında yaşam alanıdır.
Bu yüzden biz geleceğimiz ve doğanın dengesi için tüm hayvanları korumak bizim ulvi görevimiz ve insani vazifemizdir.
Yalnız faydalandığımız, yanı etinden, sütünden ve derisinden faydalandığımız hayvan değil, doğada yaşayan tüm canlıları korumak görevimizdir.
Yeryüzünde yaşayan canlıların tamamı, biz insanlara hizmet etmek ve bizim faydamıza bazı görevler yüklenen canlılardır, onları yok olması bizim için bir değerin yok olmasıdır.
Bu yüzden 4 Ekim dünya hayvanları koruma gününde bu bilinç ve inancı tüm insanlara yaymak için çalışmalıyız.
Bu bilincin gelişmesi ile ilgili bir akademik yayını sizlerle paylaşmak isterim.
“Dünya Hayvanları Koruma Günü Herkes İçindir.”
Hayvanları Korumak; İnsanların hayvanlara iyi davranmalarını ve onların daha iyi koşullarda beslenmelerini ve barınmalarını sağlamaktır.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, hayvanlara karşı yapılan haksızlıklara dikkat çekmek ve bu sorunları engellemek için hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla kutlanmaktadır.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, sadece gözümüzün gördüğü hayvanların değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarının hatırlanması açısından çok önemlidir.
UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 5.1: “Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir,
Bir taraftan Dünya genelinde hızla artan nüfus, çarpık yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatının dengesini bozarak, diğer canlıları bir yok oluşa doğru sürüklemekte, diğer taraftan maddi kazanç ve eğlence amacıyla hayvanlar, işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz kalmaktadır. Son derece üzücü bu tablo 21. Yüz yıl insanına hiç yakışmamaktadır. Sahipsizlik, sokak hayatı, yeterli gıdaya ulaşamama, açlık ve sağlıksız yaşam diğer ciddi bir sorun olarak devam etmektedir.
Türkiye’de son yıllarda giderek artan hayvana şiddet olaylarına karşı çıkarılan 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası’na göre hayvanlar mal olarak değil can olarak değerlendirilmekte ve buna paralel olarak cezaların bir bölümünün idari cezalar kapsamından çıkarılıp suç olarak değerlendirilerek arttırılması oldukça önemli bir gelişmedir..
Biz insanlar olarak, kendi geleceğimiz açısından da, hayvanları korumak ve onları yaşatmak zorundayız. Hayvanlar da yaşamımızın bir parçası ve insanların can dostlarıdır.
Hayvanları koruma konularında toplumda farkındalık ve bilinç oluşturulmalıdır.
Hayvanlar potansiyel tehlike değil, onlar eko-sistemin koruyucularıdır.
Yaşam alanlarının, ormanların tahrip edilmesi ile yaban hayatının yok oluşa sürüklenmesi engellenmelidir. Kürkü ve postu için yapılan hayvan cinayetlerine engel olunmalıdır.
Yeterli bir bütçe kaynağı için Hayvan Refahı Fonu oluşturulmalıdır.”