Eski siyasetçiler kitlelerin afyonu derlerdi futbola, tüm sistemler kitleleri siyasetten uzaklaştırmak özellikle gençleri kontrol altına almak için futbol ve diğer kitle oyunlarına çok fazla önem verirler ve fazlasıyla yatırım yaparlardı.
Devasa futbol sahaları, spor oyunları ve müsabakaları bunlar için harcanan servetler ve buna verilen önem, bu kitlesel spor dallarına, bakanlık ve bütçeler ayırmışlar.
İktidar son dönemlerdeki hukuk ve adalet dışı, demokratik ve İnsan haklarından uzak, baskıcı ve totaliter yönetim şekli ile herkese devletin, adaletin, güvenliğin sopasını göstererek, kitleleri kontrol altına almaya, toplumu çeşitli örgüt suçlaması ile baskı altına almaya çalıştı.
Sol kesimi solcu terör örgütleri, sağ kesimi ise sağcı terör örgütlerine bir şekilde bağlayarak onları oyun dışına iterek, adaletsiz yargı sistemi le cezaevlerine tıkamakta ve susturmaktaydı!
Sosyal medyayı bastırarak susturmaya çalışması sosyal medyanın, sözde manipüle yayın yaptığı gerekçesi ile kapatmaya, bant daraltmaya ve çeşitli cezai müeyyideler ile cezalandırmaya çalıştı.
Kendi akredite basın yayın organlarını oluşturarak, havuz medyası denilen bu basın kanallarına halkı yönlendirmeye çalışması…
Tüm TV kanallarını satın alması, ondan olmayanları ise kontrol altına alması için miyarlarca lira harcaması, buna rağmen muhaliflere ise çeşitli ceza ve ekran karartmaları uygulaması…
Dışarıda sosyal medya üzerinden yayın yapan gazete ve kuruluşlara ise mafya usulü müdahale yöntemleri ile sindirmeye çalışması…
Sokak röportajlarına kadar konuşan ve çeken herkesi saf dışı etmek için evlerinden alarak onlara sopanın ucunu göstermesi…
Muhalif siyasilerin dövülmesi ve öldürülmesi, olaylarında sessiz kalması ve olaya bir şekilde sevinmesi, hatta birçok siyasinin bu şekilde tehdit edilmesi…
Gençliğin umudunu kırarak, onların cesaretini yok etmesi ve sessiz örgütsüz kontrolsüz bir gençlik oluşturması…
Hatta deprem nedeniyle bir tepki oluşmaması için, tüm okulların kapatılması ve yurtların boşaltılması yoluna gidilmesi, çok ilginç bir önlem olarak kamuoyunca dikkat çekmişti!
Okullar, dershaneler, hastaneler, cezaevleri, yardım kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve hatta tüm kafeler ve sosyal alanlar tamamen kontrol altında iken, yeni bir çıban oluştu!
Bu önemli ve akla gelmeyen alanda maalesef kontrol dışı bir eylemin olması beklenmiyordu, bu da oldu ve asırlardı amacı için kullanılan bu alan amacının dışına çıkmış oldu!
Demek ki neyi fazla gererseniz aşırılıkta bulunursanız bir yerden patlaması ve kokunun yayılması kaçınılmaz olur!
Yani halının altına süpürülenler, gözden kaçırılmaya çalışılanlar, manipüle edilenler, eninde sonunda gün yüzüne çıkmaya mahkumdur.
Nihayet Gençlik başını kaldıracağı, sesini duyuracağı, avazı çıktıkça bağıracağı bir alan, hem de hiç akla gelmeyen, beklenmeyen, politize olması mümkün olmayan bir yerden çıktı!
Demek ki halk bir gün yeşil sahanın ortasından da çıkıp bu baskı ve bu dikta rejimini haykırmasını biliyor, bu halk tepkisiz diyenlere çok anlamlı bir tepki oldu!
Tüm dünya da olduğu gibi siyasi iktidarı da yerinden oynatacak ve şaşkına çevirecek bir tepki, dün Kanarya, bugün, Kartal, yarın Cim bom…
Nihayet tüm tarafsız ve taraftarlar bir tek slogan atmaya başladı, ama her zaman olduğu gibi iktidar yine mesajı yanlış algıladı ve tepkisi şaşkınlık yaratmadı!
Önce bağlı olduğu futbol kulübünden istifa, ardından maçların seyircisiz oynama cezası ile diktatörce bir karar! Bu iktidardan beklenen bu!