Dün açıklanan enflasyon oranları, yani resmi ve gayri resmi enflasyon oranları, yani devlet ile milletin ayrı olarak açıkladıkları oran!
“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat ayı tüketici ve üretici fiyat endekslerini yayımladı. Tüketici fiyatları, şubat ayında aylık bazda yüzde 4,81 artarken, yıllık enflasyon yüzde 48,69'dan, yüzde 54,44'e yükseldi. Üretici Fiyat Endeksi'nde (ÜFE) ise
Bu veriler devletin resmi verileri, bir de halkın verilerine göz atalım:
“ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi, E-TÜFE'deki 12 aylık artış oranı %123.80 olarak gerçekleşti.”
Bir ülke bu kadar ayrıştırılamaz, bir ülkeyi yönetenler halkının gözü ortasına bakarak, bile bile halkını aldatamaz, bu tam bir ihanet ve tam bir vatan hainliğidir.
Değilse çıkıp ENAG grubun enflasyon araştırma, değerlendirme ve sonuçlarına itiraz etsinler, hatta onları vatan hainliği ve teröristlikle suçlayıp tutuklasınlar!
Bu sonuçlar gösteriyor ki, devletimiz bizi çok ciddi bir şekilde kurum ve kuruluşları ile aldatıyor, bunun göstergesi ise sık sık değişen TÜİK başkanları ve Merkez bankası başkanları olsa gerek.
Merkez bankası demişken bir de döviz cephesine ve oradaki ihanete göz atmamız gerekir, kur endeksli mevduat hesapları sahiplerine büyük bir kazık atayım hesabıyla döviz kurunu sürekli bastıran merkez bankası yalnız bir hafta içinde yaklaşık beş milyon dolar satarak, olmayan paraları ve dövizi piyasaya sürmüştür.
Peki bunun sonuçları ne olacak Nisan ayı yani bu politikanın süresi olan 3 ay dolduktan sonra Merkez bankası rezervleri tamamen boşaltılmış ve DEM sahipleri de yüksek enflasyona göre zarar etmişlerse, işte o zaman kıyamet kopacak, ama bizim başımıza!
O zaman Kur fırlayacak, döviz kalmayacak, enflasyon uçacak, merkez gece gündüz para basarak geleceğimize basacak!
Bu günler daha iyi günlerimiz diyen ekonomistler boşuna bu lafı kullanmadılar, bakın etrafımızda patlak veren savaş ve bu savaşta oraya buraya yaranmaya çalışan bir iktidar, sonunda, domateslerimiz biberlerimiz elimizde kalınca, sebze de suni bir ucuzluk ama üreticide büyük bir yoksulluk baş gösterdi, olmaz olsun böyle ucuzluk!
Bir tarafta her gün 1.50 dolaylarında akaryakıta yapılan otomatik zamlar, yükselen akaryakıt fiyatları ve ithal buğday fiyatı ile bu yıl aç kalma tehlikesi yine çalışan ücretlinin başında patlayacak!
Sahi ne oldu, bu süper asgari ücret ve çalışanı memnun eden yükselişi, bu gün yarın 10 TL ye çıkacak olan ekmek fiyatı ile bu maaş kuru ekmeğe bile yetmeyecektir!
Açlık sınır, yoksulluk sınır, yaşam sınırı diye bir sınır kalmadı, sınırlar tamamen allak bulak oldu!
Şimdi sıra sınırsız mevduatlara ve banka altı paralara geldi! Yastık altı ziynet eşyadan bir çıkış olmayınca bu sistem çalışmayınca ne yapsın ekonomist iktidar yetkilileri, ellerindeki hazır parayı kaçırmasınlar!
Sanki bizde savaş var gibi, sığınmacı bir gençlik, gözü dışarda olan beyinler ve yoksulluk içinde kıvranan bir halk, araban var ama binemiyorsun, elektriğin var ama yakamıyorsun, doğal gazın var ama ısınamıyorsun...