Dünya diken üstünde, her gün bir örgüt liderini öldüren İsrail, dünya ya meydan okuyor adeta, kimsenin ona dur demeye cesareti yok gibi!
Amerika, İngiltere, Rusya, Çin… Tüm süper emperyalist ülkeler bu senaryoyu uzaktan seyrediyor, kimisi ise bizzat yer alıyor!
İsrail in her bir katliamına karşılık, İran’dan misilleme bekleniyor, ama beklentiler boşa çıkıyor ve hiçbir misilleme yok!
Halklar ve üçüncü dünya ülkeleri bu senaryoyu izlerken, şaşkınlık ve korku panik üzerine ne yapacaklarını bilmiyorlar!
Bu arada en önemli bir gerçek gözlerden kaçıyor maalesef, Dünya’nın içine girdiği ekonomik kriz ve onun boyutlarının gün geçtikçe genişlemesi!
Her yerde iktidarı elinde tutan sistemlerin bir bir çöküşü ve bu sistemlerin çöküşüne karşı ülkelerin aldığı tek önlem, Korku duvarı oluşturmak!
Aslında işin gerçeği, bu savaş korkusu ve katliamların boyutunun genişlemesinde iki neden var, birincisi ekonomi, ikincisi siyasi iktidar korkusu!
Ekonomik olarak işler çığırından çıktı gibi, geçen hafta tamamen batan Japon ve Güney Kore, sermaye piyasasının ardından Nazdak denilen Amerikan piyasası da çöküşün eşiğine geldi!
Doların değeri düştü ve halk satarak, devlet tahvillerine yöneldi, Japonya ilk kez faizi yüzde seviyelerine çıkardı!
Bu ülkelerin ve özellikle Dünya’nın sistemi artık taşıyamayacağı bir seviye geldiği, halkın enflasyon ve durgunluk içinde sistemlere karşı isyanını bastırmak gerektiğine inanıyorlar bu ülkeler!
İsrail Hama sın 7 Ekim olaylarını başlatmadan önce, her gün Netanyahu ya karşı ve onun hırsızlıklarını protesto etmek için eylemlerin yapıldığı bir ülke idi.
Fransa da sağcılar tam iktidara gelmek üzere iken, solun manevrası ile top direkten döndü, İngiltere de ilk kez sol bir parti iktidara geldi!
Amerika da ise bir başkana suikast ve ardından Biden’in adaylıktan çekilmesi, bunun üzerine İsrail başbakanını destekleyen tezahüratlar!
Türkiye de her gün kan kaybeden iktidar ve bu kan kaybına karşı hırçınlaşması ve milliyetçilik ile din simidine sarılması, hamasi duygular ile İsrail e bir gece ansızın gireriz tehdidinde bulunması…
Bunlar tamamen iktidarı kaybedeceğini bilen diktatörlerin, korku ve endişeden paniklemesidir!
İran iktidarı da ilk kez bir reformcu cumhurbaşkanının seçilmesi ise dinci ve baskıcı rejimin kaybetme korkusu, bakacak olursanız bu sistemlerin tamamında ekonomik kriz ve yolsuzluk ile hırsızlığın sonucu iktidarlarını kaybedecek olan liderlerin korku ve endişe patlaması ile savaş çığırtkanlığı yapmasının bir sonucu, Dünya savaşı ile halkı korkutmasıdır!