Bizansta oyunlar bitmez derlerdi eskiler, Osmanlı saray yapısı Bizans imparatorluğundan kalma olduğu için, Osmanlı içinde aynı anlama gelen cümleler kullanılırdı eskiden…
Biz seksen yıllım cumhuriyet tarihinden sonra, AKP yönetimi ile yeniden saray a kavuşmakla, yeniden aile yönetimi ile yönetilmekle, yeniden saray oyunları ile karşılaşabiliriz…
Halkın yani teba’nın ne yediği, ne içtiği, nasıl yaşadığı pek önemli değil saraylı için, hazinenin ve maliyenin kontrolü ve idaresi saraylarda olduğu gibi veziri azam ın elinde olur…
O veziri azam ise hesabı yalnız i padişah ile paylaşırdı eskiden olduğu gibi, bu günde bu hesap aynı o şekilde veriliyor…
Peki, basın ve kamuoyu, işte yine o zamanlarda olduğu gibi, saraydan sızdırılan haberler, kulaktan kulağa fısıltı yolu ile ulaşırdı…
Bu ulaşan haberlerin ne kadarının doğru, ne kadarının yanlış olduğunu kimse bilemezdi, yine saraylıların müsaade ettiği kadar yayılırdı bu haberler!
İşte geçenlerde bizim saraylıların başına gelen olaylar ve sonuçlar, saraylı yaşam ile demokratik yaşam arasına sıkışmış ve saray entrikalarından habersiz birkaç avamın yaptıklarından ibaret!
Bunu çok iyi anladıklarını sanmıyorum, Padişahın dediğinin dışında hiçbir söz ve lafa itibar edilmemesi gerektiği, ancak onun iki dudağı arasından çıkanların bağlayıcı yasalar olduğu…
Sarayda birçok kişi çok astronomik rakamlarla maaşlar aldığını biliyoruz, hatta bir çoğunun birkaç maaş aldığını da…
Peki, bu kadar deneyimli, donanımlı ve bilgili kişi sarayda, boş mu oturuyor acaba, bunların eli taş mı topluyor, bunlar lakırdı mı yapıyor sanıyorsunuz…
Hayır, bunlar sabahtan akşama kadar planlar, projeler ve oyunlar üzerinde çalışıyor, sarayı yönetmek, saltanatı sürdürmek kolay mı sanıyorsunuz!
Kolay değil, bakın saray bir önlem amacıyla bazı görev değişiklikleri yapınca, dışarıya bir değişiklik havası verince, bazıları hemen balıklama atladı ve reform adı ile değerlendirdi!
İhsan Aslan ve Bülent Arınç sahaya sürüldü, bunlar aslında konuşturuldu, halk heyecana gelsin, bazıları eteğindeki taşları döksün ve sarayın planı tutsun diye!O sıralarda, Amerika da, yeni iktidar ile diyalog çalışmaları arayışı içinde olan Mücahit Aslan ın işi kolaylaşsın, eli güçlendirilsin diye!
Ama heyet eli boş dönünce, başkan ve Padişah çıkıp adeta intikam alırcasına, bu işin olumsuzluğundan kelle istedi, bu kelleler hemen saraya sürüldü ve günah keçileri, cezalandırıldı.
Biri çok ağır laflarla rencide edilerek, GİK ten istifa ederek, saraya da bağlılığını dile getirip, adeta özür dilemek zorunda kaldı.
Bir diğeri ise disiplin kuruluna verilerek, bu açıklamalarının cezası olarak cezalandırılmak üzere partinin önüne sürüldü.
Ama iki şahsında çocukları hala mecliste Milletvekili olduklarını unutmayalım, bunlar parti için çalışmaya devam edecekler!
Ne diyelim bu olayların ardında birçok senaryolardan söz ediliyor ama hangisi doğru ancak saraylı bilir, bu olayların birinci senaryosu, Amerika dan olumlu sinyal alınmayınca, sarayın kızgınlık ve intikam operasyonu…
İkincisi ise bazı yandaşların düşen döviz kurundan yeterince döviz alımı yaptıkları ve yeniden dövizin yükselmesi için çıkarılan suni bir oyun!
Üçüncüsü aile ve saray küçük ortağının kıskacında ve onun kontrolünde olduğu için, hareket kabiliyetinin olmaması!...
Ama beklentiler bir devalüasyonun yakında olduğu, işsizliğin patlak verdiği, iflasların ise kaçınılmaz olduğu, bilmem bunları saray biliyor mu?