Esad, ‘tesadüfen bir araya geldik’ diyen Tayyip’e yanıt verdi: Bodrum’ bizzat Erdoğan davet etti
Şam’da gazetecilere yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Esad, Türk halkının Suriye gerçeklerini öğrenmesini istedi.
2008 yılının ağustos ayında ailece yaptıkları Bodrum tatili konusunda ‘Tesadüfen bir araya geldik’ diyen Başbakan Erdoğan’a da yanıt verdi: ‘Açıklamalarına çok şaşırdım. Beni Bodrum’a kendisi davet etti.’ 13 Ekim 2012
Olayın yaşandığı tarihte Türkiye ve Suriye iktidarı arasındaki ilişkiler oldukça iyi gelecek vaat ediyordu. İki ülke ilişkilerini her alanda gelişmesi için ülke heyetleri her alanda görüşmelerini sürdürürken belirlenen konularda anlaşma metinleri imzalandığı anda uygulama başlatılıyordu. Sınırlardaki mayınların temizlenmesine başlanmıştı. İki ülke arasındaki sınır ticareti serbest bırakılmıştı. Her alanda ticaret sürdürülürken iki ülke ekonomisinin gelecek vaat etmesi gözlemleniyordu. Başbakan Erdoğan ve Suriye lideri Esad'ın birlikte açacağı Halep Stadı'nda bugün oynanacak maç için Suriye'ye giden Fenerbahçe büyük ilgiyle karşılandı. Kafile izdiham yüzünden havalimanından otobüsle çıkabildi. Suriye'de sevgi seli Fenerbahçe, bugün Halep Olimpiyat Stadı'nın açılışı nedeniyle oynayacağı Al İttihat maçı için Halep'e gitti. Suriyeli futbolseverler, sarı-lacivertli ekibi sevgi gösterileri ile karşıladı. 3 Nisan 2007
İki ülke arasındaki ilişkiler sadece ticari anlamda gelişmiyordu. Spor ve kültürel ilişkilerin gelişmesi için adımlar atılıyordu. Fenerbahçe futbol takımının Suriye’nin Al İttihat takımı ile yaptığı yaptıkları maçın 2 2 berabere bitmesi ses getirmişti. Suriye’ye yakın Hatay, Gaziantep Kilis ve diğer şehirlerinde üretim yapan firmalarının tümü gelişmelerden oldukça memnundular. Vatandaşların günü birlik Suriye’ye giderek şahsi olarak ticaret yapıp ülkeye dönmelerine izin veriliyordu.
Tunus’ta Aralık 2010’da genç bir seyyar satıcı olan Muhammed Buazizi’nin zabıtanın mallarına el koymasını (ama daha büyük bir açıdan bakıldığında işsizlik ve hayat pahalılığını) protesto etmek için kendisini yakması ve trajik ölümü, daha sonra “Arap Baharı” olarak isimlendirilecek halk ayaklanmalarının fitilini ateşlemişti.
Tunus’ta başlayan ve devlet başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin devrilmesiyle sonuçlanan olaylar kısa sürede bütün Ortadoğu ve Arap coğrafyasına yayılmış, yıkılmaz nitelikte görülen mevcut iktidarlar – az ya da çok çeşitli ölçülerde – sarsılmıştır. İsyanlar, Tunus’a ek olarak Libya ve Mısır’da iktidarların devrilmesine, Ürdün, Yemen, Kuveyt ve Umman’da hükümetlerin yenilenmesine, Bahreyn ve Irak’ta önemli çapta protestolara ve Suriye’de devam etmekte olan (ve yakın zamanda Esad’ı koltuğundan edecekmiş gibi görünen) bir iç savaşa yol açmıştır.