?>

ONLAR VE BİZ 2

RAMAZAN PİLATİN

2 yıl önce

Fransa'da Sarı Yelekli protestocular haftalardır sokaklarda. Fransız haber ajansı AFP; tüm dünyanın gündemine giren farklı yaş, şehir ve mesleklerden eylemcilere neden sokağa çıktıklarını ve taleplerini sordu.

29 yaşındaki işsiz Tim Viteau ve kız arkadaşı artık kiraları ödeyemedikleri için ailelerinin yanına geri taşınmayı planlıyor.

Üçüncü defa Lyon'dan otostopla Paris'teki protestolara giden Viteau, "16 yaşına geri dönmüş gibiyiz" diyor ve hayatta kalmak için devlet yardımlarına muhtaç olduğunu söylüyor.

Yanındaki 20'li yaşlarındaki gençlere dönüyor ve "Nasıl çocuk sahibi olmayı başardınız? Ben de çocuk yapmak istiyorum ama daha önümüzdeki 4 ayın ötesini planlayamıyorum" diyor.

 Aralık 2018 tarihinde Başbakan Eduard Philippe tarafında yapılan açıklama ile akaryakıt zamlarının 6 aylığına ertelendiği duyuruldu[. Bunun yanısıra bu kış doğalgaz ve elektriğe de yapılması planlanan zammın gündemlerinden düşürüldüğünü de eklendi.

Peki, tüm bu yaşananlar karşısında Macron ne yapabilir/yapmalıdır? Buna birkaç senaryo dahilinde cevap vermek mümkündür. Birinci ve en katı yaklaşım halkın taleplerini duymazdan gelip bunlar hiç yaşanmamış gibi devam etmek olabilir ki bunun yöntem olarak tercih edilmeyeceği zamların ertelenmesi kararı ile görülmüş oldu. İkincisi, sadece akaryakıt zamları nedeniyle daha öncesinde atılan adımlara dair toplumda huzursuzluk yarattığı gerçeğini dikkate alıp ilgili kişi ve kurumlar ile bir araya gelerek ortak bir zemin bulmaya çalışabilir. Kaldı ki sosyalist parti temsilcilerini de destek ve önerilerini sunmak üzere davet etmiştir. Üçüncü olarak, eylemcilerin talebi olan zamları “erteleme” değil tamamen “iptal” edilmesi beklentisini kabul edip gösterilerin kesin olarak durdurulmasını sağlayabilir ancak henüz bunu tercih edebileceğine dair bir emare görülmemektedir. Bütün bu çerçeve bağlamında, “Sarı Yelekliler” eylemlerini sadece bir akaryakıt zammına tepki gösteren vatandaşlar olarak değil uzun bir süredir vergilerden yılmış bir kitlenin isyanı olarak görmek daha doğru olacaktır. Fransa ile sarı yelekliler arasındaki anlaşmazlık iktidarın geri adım atarak bazı kesimlere destek amaçlı yardımlar yapıp bazı kesimlere de ücretlerine zam yaparak eylemin sonunu getirdi.

Bu olayın benzerleri birçok ülkede yaşandı. Birçok orta Amerika ülkesi benzeri sorunlar nedeni ile eylemeler gerçekleşti.  Lübnan ve Sri Lanka'da da yakın zamanda halk ekonomik sorunları nedeni ile sokaklara çıktı.

Bakan nebati Avrupa ülkelerinden düşük enflasyon olmasına rağmen milletvekillerinin veya bakanların sokağa çıkamadıklarını sohbetinde bakana söylemişti. Gelişmiş ülkelerde bakan veya milletvekillerinin sokağa çıkma konusunda endişeleri olmaz. Olanakları olduğu halde bisiklet veya toplu taşıma araçları ile görev yerlerine giderler. Onlar vatandaşlarından üstün bireyler olduklarına inanmazlar.

Ülkedeki bakan ve milletvekilleri vatandaşları genellikle seçim dönemlerinde veya bazı açılışlarda bir araya gelebilmektedirler Politikacıların sokağa çıkmaları ise bir başka önemli meseledir. Halkın arasına gererken yüzlerce araç konvoylu eşliğinde korumaları ile ziyaretler gerçekleştirirler. Onlarda öyle bizde böyle.

Bakan Varank zam tepkisiyle karşılaşmıştı: Trabzon'da yurttaşların 'ekmek' isyanı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'a ekmek zamlarından dolayı tepki gösterildiği Trabzon'da 1 yıl içerisinde ekmeğe 4 kez zam yapıldı. Yurttaşların zamlara tepkisi dinmiyor.

Bayram ziyareti nedeni ile Trabzon’da bulunan bakan Varank halka hitap ederken mealen enflasyonun düşeceğini fiyat artışlarının ineceğini söyledi. En temel gıda ürünü olan ekmeğe gelen zamlardan şikâyetçi olan yurttaşlardan biri, “Ekmek 8 lira, unun çuvalı 500 lira oldu, Nasıl olacak bu işler?” diyerek tepki göstermişti.

Etraftaki güvenlik görevliler yaptığı konuşma nedeni güvenlik güçleri tarafından alınmak istenen vatandaş için bakan Varank sorununu anlatan şahsa dokunulmamasını istemişti. 

Ülkede her gün ilginç bir o kadar anlamsız açıklama ve yorum yapılıyor. 

“Biz Müslüman olmayan Türk'e Türk ve insan demiyoruz. Müslüman olmayan Kürt’e niçin Kürt ve insan diyelim?” dediği için "ifade özgürlüğünün yılmaz savunucuları" ışıklılardan linç yemiş. Bu açıklamayı İyi parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu yapmış. İnsanların hangi dinden olacağı dilini seçme imkânı varmış gibi açıklama yapması tüm kanun ve kurallara terstir.  Doğarken Kürt mü Türk mü doğacağını belirleyebilen birileri var mıdır? Kaldı ki doğduğunda kişi ailesindeki dili ve inancı öğrenerek hayata başlar. O ülkede birçok dine inanan ve farklı dilleri konuşan insanlar da olabilir. Kişi veya toplumların dinini ölçü alarak onları insan yerine koymak veya koymama yetkisini ve gücünü kim nereden alır.  “O'nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır.” (Rum, 30/22)

YAZARIN DİĞER YAZILARI