Bir gazetecinin ölümü onun özgürce ve tarafsız bir şekilde kalemini çalıştırması olarak tanımlıyorum, yağcı ve yalaka, çıkarcı ve iş peşinde kalemini sallayanların ise gazeteci olmadığı gibi, bu meslekten sayılmaları bile çok yanlış olarak görmekteyim.
Günümüz anti demokratik sistemlerde gazeteciler, sistemin ve iktidarın baş düşmanı sayılırlar, bu yüzden susturulmaları için ya ekonomik baskı veya şiddet uygulanarak kalemleri kırılmaya çalışılır!
Bu ister yerel gazetecilikte olsun, ister genelde fark etmez, bakın yerelde yerel yönetimler bizleri susturmak için, ekonomik baskıların yan ısıra, yargı yolu ile ve talimatlarla bu baskıyı oluşturmaya çalışıyorlar, son aşama ise yaşamımıza son vermek oluyor…
Bu tür baskıları iktidardan ve yerel siyasetçilerinden habersiz olduğuna inanmıyorum, bu yüzden onların halkın haber alma özgürlüğüne emek verenleri koruyacaklarına inanmıyorum.
Diğer tüm dik duran gazeteciler gibi, bizlerinde yalnız ve savunmasız olduğuna inanıyorum, bu dik duruşumuzu ise kimseye güvenmeden, yalnız Allah ve Halkımıza sığınarak yapmaktayız…
Bakın öldürülen gazetecilerin tarihçesini size bir makale ile ileteyim, ancak makale de söz edildiği gibi, Kürdistan bölgesinde öldürülen ve faili meçhule giden gazeteciler hariç.
““Öldürülen Gazeteciler Günü” kabul edilen Serbesti Gazetesi Çalışanı Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinin üzerinden 108 yıl geçti. Türkiye’de o günden bu yana 100’ü aşkın gazeteci öldürüldü. Bugün 166 gazeteci cezaevinde bulunuyor.
İttihat ve Terakki Cemiyetine muhalif yazılarıyla tanınan dönemin Serbesti Gazetesi Çalışanı Hasan Fehmi Bey’in 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü’nde öldürülmesinin ardından Türkiye’de 6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak kabul ediliyor.
O günden bu yana öldürülen gazetecileri kayıt altına alan Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin (TGC) listesinde, Krikor Zohrab’tan Hrant Dink’e, Uğur Mumcu’dan Metin Göktepe’ye, Musa Anter’den Ferhat Tepe’ye kadar en az 66 gazetecinin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği belirtiliyor. Ancak listede 1990’lı yıllarda öldürülen birçok Kürt gazetecinin ismi yer almıyor. Sadece Kürt basınında 1990 yılından bu yana yaklaşık 80 gazeteci öldürüldü.
Türkiye’de en çok gazetecilerin öldürüldüğü yıl ise 1992. Bu yıl Özgür Gündem gazetesi yazarlarından Musa Anter’in de aralarında olduğu çok sayıda Kürt gazeteci öldürüldü.
Aynı zamanda hapiste olan gazeteciler sıralamasında da dünyada ilk sıraları kimseye kaptırmayan Türkiye’de, TGS verilerine göre 156 gazeteci, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi verilerine göre ise 166 gazeteci bugün cezaevinde tutuklu bulunuyor.
DÜNYADA İLK SIRADA
Gazeteci Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinden bu güne kadar halen gazetecilerin öldürülmesini Türkiye’de basın özgürlüğüne duyulan “öfkenin” göstergesi olarak niteleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, aradan geçen 108 yıla rağmen onlarca gazetecinin öldürüldüğü ve öldürülmeye devam edildiğini söyledi. Türkiye’de 100’ü aşkın basın-yayın kuruluşunun kapatıldığına ve 156 gazetecinin de cezaevinde olduğuna dikkat çeken Durmuş, “Türkiye’de basın özgürlüğü, dünyada kıyaslanamayacak kadar kötü durumdadır” dedi.