Türkiye'de sendika, toplu sözleşme ve grev hakkı 1963’te Bülent Ecevit'in Çalışma Bakanlığı yaptığı dönemde yasallaştı. Son başbakanlığı döneminde de İş Güvencesi Yasası’nı çıkaran Ecevit, hayatı boyunca emeğin yanında oldu.
14 Mayıs 2014 tarihinde Soma kömür madeninde yaşanan su baskını sonrasında 301 işçi yaşamını yitirmişti. Yakın tarihte özelleştirilen kömür madenlerinde meydana gelen kazaların çoğu güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeni yaşandığı anlaşılmıştı.
Sendikalar işçi ve işverenler yaşanan sorunların çözmek için yasal haklara sahip kurumlardır.
İşçilerin güvenli çalışmaları konusunda işveren ile görüşme yapma yetkisine sahiptir.
Somadaki maden işçilerin sendikal haklarını korumaları için sendika üyesi olduğu halde önlemlerin alınması konusunda işverene yeterince baskı yapamaması sendikanın sarı sendikalılık yaptığını işaret ediyordu.
Yaşanan elim olayda madenin ocaklarında gerekli önlemlerin alınmadığı. Kaza esnasında kullanılacak maske ve diğer malzemelerin eski veya kullanılmaz halde olduğu.
Madenin içerisinde korunma odalarının olmadığı tespit edilmişti. İşverenin işçi güvenliği için yapması gerekenler yapılmamıştı.
Denetim için gelen görevliler de bu konuda gerekli ihtarı yapmamışlardı. Kaza sonrasında maden ocağı üretime kapatılmıştı. İşten çıkarılan işçilere tazminatları verilmemişti.
Kazada yaşamını yitiren maden işçilerinin aile ve yakınlarına da cüzi miktarda parasal yardım yapıldıktan sonra aileler ile ilgilenilmemişti.
Mağdur işçileri üyesi oldukları sendikayı yasal haklarını araması için zorlamaya başladıkları an işveren yanlısı sendika görevi bırakmıştı. İşçiler artık tek başınaydılar.
Kazada madendeki işçilerin çıkarılması sırasında olay yerinde bulunan Enerji bakanı maden alanında bekleyen işçi yakınlarının iki gün boyunca uykusuz ve tedirgin bekledikleri sırasında kendisi ile röportaj yapmak isteyen gazetecinin;
- Üç gündür aynı gömlek üzerinizde değiştirmemişsiniz.
- Evet üç gündür gömleğimi değiştirme fırsatım olmadı. Yorgun ve uykusuzum." Yanıtını vermişti.
"Kasap et derdinde koyun can derdinde."
Türkiye'nin en büyük maden kazası gerçekleşmişken böylesi bir mağduriyeti ekranlar karsısında anlatması maden işçileri ve yakınları bakana tepki göstermişlerdi. .
Çalışma yaşamında barışın refah açısından vazgeçilmez olduğu şeklindeki kurucu misyonu doğrultusunda hareket eden Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), sosyal adaleti, uluslararası planda tanınan insan ve emek haklarını gerçekleştirmek için çalışmaktadır.
Türkiye bu yasaya imza atmasına rağmen şartlarının bir kısmını uygulamamaktadır.
Madendeki iş güvenliğinden sorumlu yetkiliyi iş güvenliği birimlerinin denetlemesi gereken hassasiyette yapılmamıştır. İş güvenliğinden sorumlu birimler eksiklikleri gizlemiş veya yukarı makamlara bildirmemişlerdi.
Maden kazasın yaşandığı üzüntülü ortamdan etkilenen bir maden işçisi orada bulunan yetkilere haklı olarak seslenirken, başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel'in tepkisi ile karşılaşmıştı.
Yerkel yanlarında jandarma elemanları olduğu halde işçiyi yere atarak tekmelemesi çalışılanlara verilen değerin fotoğraflara yansıması gerçekleşmişti.
Olay sırasında yaptığı bu yanlış davranış nedeni ile maden işçileri ve yakınlarının tepkileri ile karşılaşmıştı. Bu durumu lehine çevirmek için doktora gidip yerde yatan işçiye tekme attığı sırada ayağının burkulduğu sebebi ile birkaç günlük iş göremezlik raporu almıştı.
İşçi yediği tekme ile kalmıştı.