Hz. Süleyman(as) hem peygamber hem de saltanat sahibi bir hükümdardı. Allah Ü Teâlâ O'na bu saltanat yanında birçok lütufta bulunmuştu.
Hz. Süleyman cinler ve hayvanlar ile konuşabilme yeteneğine sahipti. Kuşların dilini anlayabiliyor olmasıdır. Günün birinde bir kuş Hz. Süleyman'a (as) kanadını kıran derviş kisveli bir zattan, cezalandırılması için şikâyetçi olur. Derviş huzura çağrılıp niçin kuşun kanadını kırdığı sorulunca, kendini savunur:
- Ben onu yakalamak için yaklaştım, son ana kadar kaçabilecek iken kaçmadı. Son anda hamle yapınca elim çarptı kanadı kırıldıktan sonra kaçtı. Yakalayabilsem pişirip yiyecektim. Suç onun kaçsaydı' der.
Hz. Süleyman (as) kuşa döner:
- Derviş haklı, suç senin, niye kaçmadın?
Kuş da kendini savunur:
- Efendim o derviş kisvesi giydiği için derviş sandım, o yüzden kaçmadım. Avcı kılığında olsaydı kaçardım. Derviş olan birisinden bana zarar gelmez, Allah’tan korkar bana kıyıp zarar vermez diye kaçmadım.
Hz. Süleyman bu savunmayı yerinde ve doğru bulur ve kısasın yerine getirilip dervişin kolunun kırılmasını ister.
Bunun üzerine Kuş;
- Sakın kolunu kırmayın, Dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar… Siz en iyisi, bunun üzerindeki derviş kisvesini çıkartın… Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra bunu derviş sanıp aldanmasın.
Binlerce yıl önce yaşanan bu olayda verilmek istenen ders nettir. Kişi veya belirli mevkilere sahip olan insanların bulundukları makamın yetkilerini kullanarak masum vatandaşlara kendini farklı tanıtarak vatandaşların zaaflarından yararlanmak istemeleridir.
Dindar görünüp derviş kıyafetleri giyen din adamları veya tarikat mensupları bunlara örnek gösterilebilir.
Zaman oldukça kötü. Çıkar, menfaat, saygınlık ve zengin olma hırsı duygularını ve düşüncelerini kontrol edemeyen asalaklar saf insanların varlıklarına çökmek dâhil her türlü entrikayı yaparak kul hakkına tevessül etmelerini haber bültenlerinde her gün dinlenmemiz normalleştirilmektedir.
Bir de organize'leşen bazı gurupların varlıklı iş yeri sahiplerini tehdit veya şantaj ile mallarına el koymaları vasat olaylar gibi gösterilerek bütün haber programlarında aktarılıyor. Sayısı oldukça fazla tuhaf adlarla yapılan operasyonlarda birçok suçlu yakalandı denerek vatandaşlar rahatlatılmaya çalışılıyor.
Bir de siber suçlar işleyenler sorunu var. İllegal yollar ile elde ettikleri vatandaşların bilgileriyle zengin veya orta halli vatandaşların banka hesaplarına girerek hesaplarındaki paraları boşaltmaları sorunu var. Bunun önlenmesi için iç işleri bakanlığı belirli dönemlerde iletişim araçlarından uyarı olarak paylaşımlar yaparak önlem almaya çalışmaktadır. Bir başka önlem şekli de vatandaşların telefonlarına benzeri uyarılar mail olarak yollanmaktadır.
Dokuz ay önce değişen İç İşleri bakanını her gün birçok ilde illegal oluşumlara baskınlar yaparak çökerttiğini açıklıyor. Bu hükümetten önce de güvenlikten sorumlu iç işleri bakanı vardı. Uzun süre aynı bakanlığı yapmasına rağmen söz konusu illegal oluşumların bitirilmesi için mücadele etmediği bugün uygulamalarda görmek mümkündür.
İpini koparan piyasada vatandaşları maddi ve manevi yönden sıkıntıya sokacak her türlü kanunsuz işi yapanlarla doldu. Yılların kuyumcu esnafı dürüstlüğü ve olumlu davranışlarıyla bıraktığı olumlu intibadan yararlanarak müşterilerine veya tanıdıklarına altınlarını getirmelerini istiyor. Altınlarını getirenlere yüksek gelir vaadinde bulunarak vatandaşlardan altınlarını alıyor. Birkaç ay boyunca tatminkâr bir geliri şahıslara vererek süreci devam ettiriyor.
Bir süre sonra iş yerini kapatarak kayıplara karışıyor. Altınlarını verenler ise şikâyet amacıyla güvenlik kuvvetlerine başvuruda bulunuyorlar. Sonuç ne oluyor biliyor musunuz? Kaybettikleri paraların üzerine soğuk su içiyorlar. Bu tür ahlaksızlıklar ekonomik yönden sorun yaşayan ülkelerde genellikle yaşanır. İnternete dahi yalan vaatlerde bulunarak birçok vatandaşın parasına malına el koyabilmektedirler.
Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde bu tür kanunsuzluklar tavan yapmaktadır. Bir de gaspçılık ve kapkaççılık sorunu var. Motosikleti veya yaya olarak tenha bir yerde yalnız buldukları insanlara saldırarak kıymetli eşyalarını telefonlarını veya para eden şahsi eşyalarına gasp ederek kaçanlar sokaklarda cirit atıyor.
Ülkede ekonomiyi iyi idare edememenin toplumdaki yansımalarıdır bunlar. Geçinemeyen vatandaşlar bütçelerine ek gelir sağlamak için tüm birikimlerini vererek yanılgıya düşerler. Vatandaşın geçim sıkıntısı olmazsa neden bu yolu tercih etsinler?
Hayatı boyunca çalışarak kazanamayan insanlar yaşadıkları hayatın müsebbibi olarak vatandaşları suçlarlar.
Orta halli veya yoksul vatandaşların mallarına yasal yolların dışında el koyarlar. Zenginler ise paralarını güvenli bankalarda yüksek faizli hesaplar yatırarak yoksul vatandaşların daha da yoksullaşmalarına neden olurlar. Eskiden orta halli vatandaşlar ev araba veya iş yeri açtıklarında şahıslara nereden getirdin sorusu sorulurdu? Buna nereden getirdin yasası deniyordu.
Şimdilerde mal mülk, han hamam fabrikaları olanlara ne deniyor biliyor musunuz?
Babasından kalmış.