Seçimler bitti, iktidar aldı alacağını, kaptı kapacağını, iktidarın deyimi ile ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’
Muhalefet ise içindeki Truva Atlarını ayıklamak ile uğraşıyor!
Seçim akşamı ilk konuşmasını yapan iktidar partisi genel başkanı ve cumhurbaşkanı, yerel seçimler için start verirken, hedef belirtirken, muhalefet sessizliğe büründü.
Muhalefetin liderlerinden, Millet ittifakı bileşenlerin liderlerinden hiç biri çıkıp kamuoyu karşısında başarısızlıkları için hiçbir öz eleştiri bile yapmadı.
Herkes partisinin başında lider kalmayı sürdürmek için hesaplar içine girdi, hiçbir liderin sorumluluk alarak istifa ettiğine şahit olmadık!
Bu da çok ilginç değil mi?
Bu kadar olumsuzluk, bu kadar beceriksizlik ve bu kadar liyakatsizliğin sonunda suçlu seçmenmiş gibi, pişkin, pişkin koltuklarına yapıştılar!
Evet, bu ülkede siyasi bir muhalefete ihtiyaç vardır, bu muhalefeti ise iktidarın kurup, dizayn etmesi tamamen yanlış olur.
Bakın geçen hafta boyunca, boynuzlandıkları, Abdullatif Şener’i konuşan muhalefetin haline, bu muhalefetin ne kadar başarılı olacağı ortada.
Gündemleri her gün bir hain ve bir ihanetçi ile vakit geçirmek olmuş, muhalif cephe ve muhalif basının işi.
Oysa daha ilk turda ortaya çıkan Truva atları ve bu hainlerin listesi elden ele dolaşırken, ana muhalefet lideri hiçbir şikayeti dikkate almadan, ikinci tura o hain ilan edilenlerle yola devam etti!
Seçimi kaybettikten sonra, bu hainlerden kurtulmak için, onları tasfiye edip onlardan kurtulmaya çalıştı, ama son çare, hiçbir faydası olmayan bir operasyon.
İçinde bu kadar hain ve işbirlikçi barındıran, bir partinin liderinden de şüphe edilmez mi, tabi ki edilir ve halkın yerel seçimlerde bu partiye güvenerek, sandığa bile gitmesi tartışılıyor!
Zaten iktidarın yaptığı bu, sen bir partinin kurucu üyesi olan biri, kendi partisine ihanet ederek, onu yarı yolda terk eden birini, senin görüş ve düşüncenden olmamasına rağmen, partiye hiçbir emeği ve hizmeti olmamasına rağmen alıp milletvekili yapmak için garanti seçilen bir yere koyarsan!
Sonra da işi bitince sana da ihanet etmesi, çıkarları doğrultusunda başka yerlere angaje olması üzerine ne diye çene yorarsın ki!
Oysa ana muhalefet partisi kendi görüş ve düşüncesi, kendi inanç ve ilkeleri üzerinde durması onu daha cazip hale getirirdi.
Solcuysan, Kemalist sen, Laiksen, cumhuriyetçi isen, Halkçı isen… Bu ilkelere bağlı kalarak bu görüş ve düşüncedeki kişi ve topluma sahip çıksan daha fazla takdir toplardın.
İlkelerine ters düşen, kitlesine değer vermeyen ve önemsemeyen, bir oy alırım diye hiç alakası olmayan, kişi ve partilerle iş birliği yaparsan, işte böyle şaşırır kalırsın!
“Müslüman Mahallesinde Salyangoz satılmaz” Bunu iyi bilmek lazım, solcuysan, İslamcı ve Dindarlardan oy ve aday devşiremezsin, işte o zaman “Hem klişeden, hem de camiden olursun” demişler ne de güzel demişler tabi anlayanlar için!