Bütün İlahi dinlerin geliş sebebi, o coğrafya da yer alan insanların azgınlaşması, Allah ı unutması ve Allah yerine başka maddi değerleri öne çıkarmalarından kaynaklanmaktadır, bunu Yüce kitabımız Kuran açık bir dille açıklıyor…
İnsanlar neden ve nasıl azgınlaşır, yoldan çıkar ve gazabı, afeti hak ederler? Bunu yine İlahi mesajlar açıklamaktadır.
Öncelikle İnsanların kendi aralarında merhamet duygularının kalmayışı, güçlünün güçsüzü ezdiği, yoksullara yardım elinin uzatılmadığı, hakim güçlerin ve sermayedarların aşırı mal biriktirerek, halkın ezici çoğunluğunun aç, sefil ve çaresiz kaldığı…
Adalet, hukuk ve insan haklarının ortadan kaldırıldığı, Allah yerine hüküm veren hükümdarların, saraylarına ve çevrelerine faydalı, çoğunluğa ise duyarsız kaldıkları ortamlar!
İlahi dinlerin tamamı bu zalim hükümdarlar ve bu zalim idarecilere karşı bir emir veya bir elçi aracılığı ile gönderilmiştir.
Bakın Firavun un sarayına ve halkının haline, bakın İsrail halkına ve onların halklarına karşı duyarsız idarecilerine…
Bakın Kuran da geçen birçok kavmin başına gelenlere, hatta bakınız, Avrupa’nın bundan iki yüz yıl önceki haline ve bakın bu gün ki, Ortadoğu, Asya ve Afrika halklarına!
Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine, bundan sonra yine bölgemizdeki diktatörlerin birer birer yıkılışına…
Bunların tamamı azıtan ve yoldan çıkan, cahilleşen ve insanları tanımayan, yönetici ve idarecilerin sonu, yani akıbeti…
Zulüm ve baskılar uzun sürmez, bunun nedeni ise bu baskılar altındaki halkların, feryat ve figanı, bu halkların doğrudan Allah a yönelmeleridir!
Zalim, hak ve hukuk tanımayan idareci ve hükümdarların ise Allah ile olan ilişkileri kesilmiştir, bunun nedeni ise kendilerini Allah yerine koymaları ve Allah adına, Allah a yakışmayan kararlara imza atmaları!
Peygamberimiz elçilik görevini alır almaz öncelikle, cehaletle mücadele etmiştir, her teslim olan önce Oku emrini iletmiştir.
Saha sonra yoksul ve çaresizlere yardım etmenin yüceliğini, halk arasında adaletin hakim olmasını, hukuk kuralları, Kuran dan alınan, uygulamaya başlamıştır.
Ona karşı gelenler ise Dindar olan cahil Mekkeliler olmuş, bu tebliği almak istemeyen Bedeviler olmuşlardır, tüm mücadelesi bu taife ile yaşanmıştır.
Mekke’nin zengin ileri gelenleri, aynı zamanda, kabe’nin bakımı ve onun içindeki putların onarımından sorumlu yani dindar kişilerdi, aynı zamanda dindar bedevileri yönetmekteydiler, uluslararası ticareti kontrol ediyor ve dini kullanarak herkese tahakküm ediyorlardı…
Onlarda cehalet, onlarda tecavüz ve onlarda cinayet hukuksuzluk, adaletsizlik mubahtı, kendileri kız çocukları diri diri gömerken, bu cehaletlerini, bedeviler arasında cinayet olarak gösterirlerdi…
Çocuk hakları, Kadın hakları, İnsan hakları ancak hakim sınıf arasında kendileri için olsa da, cahil ve bedeviler için yoktu, olamazdı!
İşte bu isyankar, hak ve hukuk tanımaz, dindar cahiller arasında, bir güven ve bir itibar abidesi olarak yetiştirilen Peygamber efendimiz, Allah’ın saf ve temiz mesajlarını yayamaya çalışıyordu!
Ama onların din dediği inançlarına değil, saltanatlarına zarar geleceği, sömürü kaynakları kesileceği, hakimiyetleri gideceği için bu cahil dindar kesim bu mesajlara karşı durdu ve onlarla mücadele ettiler.
Bu konuyu iyi bilmek ve bu gün bu mesajları doğru algılamak lazım, yoksa bizlerde medeni olma yerine bedevi gibi yaşama ve ölmeyi hak ederiz.