?>

MAYA TUTAR MI?

Mehmet Cevat Kerem

5 yıl önce

Son günlerde eski bazı AKP siyasetçilerinin başka parti kurma girişimleri içinde oldukları ve AK parti aleyhine bazı demeçler verdiklerini görüyoruz. Bunlardan biri eski başkanlardan olan AHMET DAVUTOĞLU diğerleri ise ABDULLAH GÜL-ALİ BABACAN ekibinin olduğu görülmektedir. Şu sıralarda eleştirilesel demeç veren AHMET DAVUTOĞLU dur. ALİ BABACAN ise, derinden ve sessiz bir şekilde hareket etmekte olup, haklarında kuracakları yeni parti ile ilgili haberlere, yok öyle değildir, parti kurma niyetimiz yoktur, dememektedir. Hatta partiden ayrılacağını bizzat Sayın Cumhurbaşkanına söylediği ve Cumhurbaşkanın da, madem böyle bir niyetiniz var, gelin parti içinde yerine getirin dediği iddasınıda sosyal medyada okuduk. Tabi tüm bunların ne kadar gerçek olduğu belli değil. Benim kanaatim o ki, RECEP TAYİP ERDOĞAN AK partinin başında olduğu sürece, kendi içlerinden çıkacak başka oluşumların başarı şansları azdır. Türkiyedeki siyasi partilerin kaderi mi bilinmez, tüm siyasi partiler belli bir süreden sonra, o partinin lideri ile özdeşleşmekte ve adeta sanki o şahsın partisiymiş gibi bir olgu oluşmaktadır. Liderlerin partilerini bırakmaları sonucunda, tümden yok olup dağıldıklarını hep gördük. Türkiye siyasi tarihi bu örnekler ile doludur. Yıllarca AK parti içinde siyaset yapıp, şu ana kadar hiçbir ses çıkarmamış olanların, şimdide çıkıp AK partiyi eleştirmeleri çok samimi gelmeyecek diye düşünüyorum. Çünkü adı geçen tüm şahıslar, uzun yıllarca AK partinin tüm ekonomik ve siyasi karalarında söz sahibi olmuş insanlardır. Onları AK parti dışında siyaset yapmaya iten faktörler nelerdir? Bunu açıkça dile getirmedikleri sürece halktan anlamlı bir teveccüh görecekleri ve halkın, onların ve kuracakları siyasi partilere umut bağlayacakları çok olası görmemekteyim. Ayrıca mevcut siyasi iklim kutuplaştırma ve vatan hainliği ekseni üzerinde kurulduğu için, kutuplar aşırı derecede baskın hale helmiş ve kopmalar zor olacaktır.  AK parti tabanında, Cumhurbaşkanına bağlı kitlenin her ne pahasına olurssa olsun onu terk etmeyeceklerdir. Geriye ise, kendi menfaati için AK partide yamanan, beleşçi ve manfaatçi takım ise, değil Ak Parti içinden çıkan partiyi, çıkar ve menfaatleri için babasının düşmanının kuracağı partiye bile geçecekleri unutulmamalıdır. Şu anda Türkiye iç siyaseti milliyetçilik ve dini argümanlar ile süslenmiş ve bu dil çok kullanılmaktadır. Milliyetçilik ve dini argümanların başka fonksiyonlar ile kırmak çok zordur. Ekonomideki değişimlerin etkisi ise uzun zaman almaktadır. Bu sosyolojik bir vakka olup bilim adamlarınca irdelenmesini gerektiren bir husustur. Belkide dünyadaki, kendini en milliyetçi ve dindar kabul eden toplum olmamıza rağmen, ekonomik,teknolojik,eğitim ve diğer insani değerler anlamında dünya sırlamasında çok geride olmamıza hangi milliyetçi ve dindar açıklayabilmektedir? Onun için başka fraksiyonların ortaya çıkmasının halkta herhangi bir heyecan ve etkinin yarattığını görmüyor ve kabul göreceğinede pek ihtimal vermiyorum şahsen. Çünkü başta AHMET DAVUTOĞLU nun Türkiyenin dış siyasetinin belirlenmesinde uzunca süre rol aldığını, ALİ BABACAN nın dış siyaset ve ekonomi alanında uzunca bir süre söz sahibi olduğu düşünüldüğünde, tüm bunları bir araya topladığımızda doğacak çocuğun mayasının tutmayacağı, doğacak ise de küveste uzunca bir süre bakıma muhtaç olacağı görülmektedir. Türkiyedeki siyasi geçirgenlik, ilkelerden ziyade, mevki, makam ve çıkarlar üzerine kurulduğu için yinede her zaman her şey olabilir diyelim…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI