Bu yıl Milli Eğitime bağlı okulları pislik aşmış götürüyor, daha önce makalemde belirtmiştim, valilik duyarsız, kurum çaresiz, veliler ve öğrenciler ise sahipsiz, bir eğitim yılına girdiler.
Pazar günü Milli Eğitim müdürü Mahmut Kurtaran, büyük bir fedakarlık ve cesaret örneği göstererek, denize adeta intihar atlaması yaparak, birilerini kurtarmaya çalıştı!
Yaptığı basın toplantısında, talimatlı ve öne itelenen bir kurban gibi durarak, bazılarının söyleyemediği ve açıklayamadığı açıklamaları, bazıları adına yapmaya çalıştı.
Neymiş ödenek yokmuş, neymiş İş-Kur elmanı çok azmış, neymiş herkes elini taşın altına koysun muş, neymiş Bütün Türkiye de sorunlar aynıymış…
Şimdi sayın kurtarıcı Mahmut bey’e bende onun ve vali beyin elini nasıl taşın altına koymaları gerektiğini birer birer anlatayım…
Ödenek sıkıntısı olduğunu söyleyen vali bey ve Milli eğitim müdürü kendi başıboş ve lüzumsuz harcamalarını daha önce yaptıkları gibi harcama kalemleri arasında KAYDIRMA yaparak temin edebilirler…
Şayet, velileri de bu fedakarlığa dahil etmek istiyorlarsa, öncelikle okul aile birliklerinin bağış ve yardım yolunu açmaları gerekir.
İş Kur eleman bulamadığını iddia ediyor ama bu kurumun başındaki kişi tekstil atölyelerine nasıl eleman bulup onların sigorta ve ücretlerini kırıştırmaya göz yumuyor ve hayali eleman çalışmasına izin veriyorsa, bunu okullar için çok güzel bir şekilde uygulayabilir.
Bunun için bir işveren gibi davranıp, bu kurumun başındakileri nasıl ikna ve memnun edecekse etmeye çalışsın.
Birde Milli Eğitim müdürü kendi kurumunda 60 elemana yakın hizmetli ve diğer personel dururken, İş Kur üzerinden alınan 6 elamanı okullara dağıtıp torpilli elemanlarını çalıştırma yürekliliği göstersin!
Aslına bakarsanız İş Kur elemanına da, velilerin yardımına da hiç ihtiyaç yok, basiretli idarecilere ve valilere ihtiyaç vardır.
Eğitime ve öğretime, öğrenci ve veliden anlamayan ihtiyaçları planlayamayan, hiçbir personele söz geçiremeyen, gününü gün eden bir Milli Eğitim müdürü…
Şimdide çıkmış, Batman ve Batmanlıyı hiç sevmeyen ve saymayan, milliyetçilik ve vatanseverlikten nasibini almayan, çeteler ve siyasi çıkar guruplarına hizmeti yurtseverlik bilen bir vali yi kurtarmaya çalışıyor.
Sanıyorlar ki bu memlekette herkes uyuyor, kimsenin bu deve kuşlarından haberi yok, başlarını gömdükleri kum yığınıyla tamamen kamufle olmuşlar…
Hele gününüz gelsin bu ülke yeniden demokrasi, hukuk devleti ve güçler ayrılığına dönüş yapsın o zaman bu idarecileri Kurtaran değil, ben bile kurtaramam.
Her biri bir partinin siyasi torpilleri ile gelip, sadece koltuk doldurup, cep doldurmayla uğraşan bu liyakatsız idarecilerden kurtulmadan, ne eğitimimiz, ne ülkemiz, ne dünya rahatlar!
Yeniden Hukuka dayalı, laik ve demokratik bir Türkiye için, eşitlik ve adaletin hakim olduğu, şeffaflık ve hesap verilebilirlik, denetim ve kontrolün olduğu bir sistem için…