Strateji değişse de sömürü ve ilhak politikaları değişmemektedir, dünya ya emperyalist ülkeleri kendi dışındaki ülkeleri ve halkları sömürmek, zenginlik kaynaklarını ve insanlarının emeğini sömürmek için daha önce işgal, ilhak ve kontrol altına alma politikası uygularlardı!
Sömürünün ve işgalin yanı sıra, askeri operasyonları, sömürge devletler ve lejyonlar oluşturarak, lejyoner valilikler ve askeri birliklerle, hem yönetiyor, hem sömürüyorlardı!
Sömürdükleri ülkelere baskı ve ölüm yolu ile boyun eğdirerek, onların hem insan kaynaklarını, hem de değerli madenleri ve mallarını alıp ülkelerine naklederlerdi!
Daha sonra emperyalist ülkeler o uzak memleketlere, binlerce ve yüzbinlerce asker gönderip, eğitimli elamanlarını o topraklarda heba etmelerinin maliyetini hesaplarlarken, bu sömürü düzenini değiştirme kararı aldılar!
Bundan sonra kendi siyasi ve yönetim rejimleri ile bu insanlara sözde bağımsızlık verdirerek, kendilerine bağlı idarecilere bu toprakları bırakıp, kaynakları onların elleri ile kendi memleketlerine taşıma sistemi oluşturdular!
Birçok Asya, Afrika, Ortadoğu ülkelerinin başına sözde darbeler yaptırarak, kendilerine bağımlı, ordu ve siyasi yönetimler veya diktatörleri yerleştirerek, çekildiler!
Ama sömürü ve kan emme, talan ve vurgunlar, bozulma ve yozlaşmalar aynı hızda ve şiddette devam etmekteydi!
Çağımızda, direk olarak, işgal yolu ile veya vali ve ordu sistemi oluşturarak değil, kendilerine bağlı yönetimlere, çeşitli vergi, faiz ve ekonomik yönetim şekilleri ile sömürmek ve işgali devam ettirmek…
Kime yerde buna demokrasi, cumhuriyet, yarı cumhuriyet veya liberal adı altında, krallık veya başkanlık sistemleri…
Bakın bizim ülkeye bazı yönetim şekilleri veya yumuşama adı altında, sömürmek ve yeniden yönetmek adına çıkardıkları silahın adına?
Vergi ve SGK borçlarının ödenmesi, ödenmediği takdirde kaynaktan kesilmesi, bu da olmazsa, icra ve haciz yolu ile cebren veya hileyle alınması!
İşte yeni yönetim ve sömürünün adı, buna da demokratik yumuşama adı altında en açık şekli ile halktan intikam alarak, halkı hizaya getirmek!
Bu kararın karşısında her ne kadar CHP’li belediyeler ve CHP durmakta ise de, Kürt illerinde ve özellikle DEM’li belediyelerde çok fazla vergi ve SGK primi olduğunu duvarlara asılan pankartlarda görmekteyiz!
Bu belediyelere kazandıklarını pişman etmek ve hizmeti aksatarak, onların bir daha seçilmemesini sağlamaya yönelik yeni bir siyasi politika olarak değerlendirmekteyim.
Bu yasal şartlarda ise kamu yararına olan kaynaklara el konulması her ne kadar uygun değilse de, buna uygun bir yasal düzenleme ile kaynaktan kesilecek, belediye gelirleri sonucu…
Hiçbir hizmet yapılamayacağı gibi, bunun başka bir adı ise bu borçlu belediyelerin, personel maaşlarını ödeye merek, işten çıkarma, grev, lokavt ve eylemlerle boğuşması anlamına gelmektedir!