Son yazımda sigortasız işçi çalıştırmanın sakıncalarını ve cezalarını azda olsa yazmıştık. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıt dışı istihdamın önlenmesi amacıyla diğer kamu idareleri, bankalar, aracı kurumlar, oda, borsa, birlik ve meslek kuruluşları ile her türlü gerçek ve tüzel kişilerle sigortalılık ve işyeri denetimi, veri paylaşımı ve kontrolü hususlarında işbirliği yapmak, projeler oluşturmak, bunları geliştirmek ve uygulamak, kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında sektörel denetim programları oluşturmak hususları ile ilgili 2015-25 sayılı Genelgesini yayımlandı. Bu genelgeye göre Bankalar, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğinde olan diğer tüm kurumların yaptıkları işlemler nedeni ile tüm bilgi ve belgeleri SGK ya bildirme mecburiyeti getirilmiştir. Kaçak işçilik; yasaların öngördüğü biçimde sigortalanmadan ve vergi ödemeden yapılan ücretli çalışmaya denilmektedir. Ayrıca, yasaların açıklarından yararlanılarak, sigortalanma kapsamının dışında kalınması da kaçak işçiliktir. Sigortasız işçilik, kayıtlı işçiliğin ortaya çıktığı tarihten beri vardır. Ancak son 20-25 yıllık dönemde tüm dünyada kaçak işçilikte bir artış gözlenmektedir. Sigortasız işçilik genelde inşaat, tarım, dokuma-giyim, ayakkabı, mobilya, tamircilik gibi iş gücü yoğun sektörlerde daha çok görülmektedir. Şirketlerin büyük çoğunluğu, rekabet gücü elde edebilmek ve bu gücü koruyabilmek için öncelikle işçilik maliyetlerini düşürmeyi ön plana çıkarmaya çalışmaktadırlar. İşgücü maliyetlerini düşürmenin en kolay yolu ise, işçinin ücretinden kesilen vergilerden, işçinin ve işverenin sosyal sigorta primlerinden, çeşitli ek parasal yükümlülüklerden ve işçiyi koruyucu mevzuatın getirdiği yükümlülüklerden (fazla mesai ücreti, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, sendikalaşma, vb.) kurtulmaktan geçtiği görülmektedir. Devletin uyguladığı desteklere rağmen hala, sigortasız işçi çalıştırılıyor olmasını anlamak mümkün değildir. Son yazımda işçilerin neden sigortalı olmaktan imtina etikleri ve bundan kaçındıklarına dair görüşümü belirtmiştim. Uzun vadede bunu değerlendirdiğimizde işçinin aslında birçok önemli haktan nasıl mahrum kaldıklarını hatırlamak isterim. Sigortasız çalışan işçi, Sosyal Sigortalar Yasasının kapsamı dışındadır. Sigortasız çalışan işçi, hastalandığında SSK’nın sağlık tesislerinden yararlanamaz, hastalandığında geçici iş göremezlik ödeneği alamaz; işçinin bakmakla yükümlü olduğu kişilere de sağlık hizmeti verilmez, İş kazasına uğradığında veya meslek hastalığına yakalandığında SSK’nın sağlık hizmetlerinden yararlanamaz, geçici iş göremezlik ödeneği alamaz, Kendisi veya eşi doğum yaptığında, SSK’nın hizmetlerinden yararlanamaz; kendi doğum yapıyorsa, doğum öncesi ve doğum sonrası ücretli iznini kullanamaz, Sakatlanırsa, malullük aylığı alamaz, Yaşlandığında emekli aylığı alamaz, Öldüğünde, bakmakla yükümlü olduğu kişilere aylık bağlanmaz, İşsiz kaldığında işsizlik ödeneği alamaz. BATMAN SGK il müdürlüğü, zaman zaman basın yayın yolu ile veya işverenleri ziyaret etmek sureti ile sigortasız işçi çalıştırmanın sakıncalarını ve konun önemini anlattıklarını görüyoruz. Bunun yanında özellikle SGK SENETMENLERİ tarafından yapılan çalışmalarda da aynı hassasiyetin gösterildiği, işi çok sıkı tuttuklarını da, işimiz gereği şahit olmaktayız. Bir işlemi yaparken, nasıl yapıldığı konusu çok önem arz etmektedir. İlgili denetmen arkadaşlar ile tüm SGK çalışanlarının, özellikle işveren ve çalışanları incitmeden bu görevi yerine getirmeye çalıştıklarını çok titiz ve hassas davrandıkları görülmektedir. Özellikle yasal haklarını bilme noktasında çok bilgili olmayan her iki tarafı da düşünerek, devletin şefkat eli olup, bunu yerine getirebilmek, adeta ipte yürüyen usta gibi maharet istediğini ayrıca belirmekte yarar vardır. Özellikle son yıllarda Türkiye’deki işsizliğin tespiti ve bunu kayıt altına alıp bunlara iş bulma konusunda İŞKUR bünyesinde birçok çalışma yapıldığı görülmektedir. İş kur üzerinden yapılan projeler –kurslar yolu ile işsizler meslek sahibi yapılmakta ve iş hayatına atılmaları sağlanmaktadır. Bunu başarılı bir şekilde yapabilme becerisi müdürlükten müdürlüğe göre değişebildiğine şahit olmaktayız. Bu anlamda BATMAN İŞKUR Müdürlüğü ekibinin çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Bir kişi ve kurumun ne kadar başarılı olup olmadığı hususunu ölçmek ve değerlendirmek için diğer özdeşi olan kurumlar ile kıyaslamak yolu tespit edebiliriz. BATMAN İŞKUR müdürlüğünün il ekonomisine sağladığı katkı ve kullandığı bütçeyi komşu iller ile kıyaslandığında daha çok başarılı olduğu görülmektedir. Örneğin bazı komşu iller yıl içerisinde kendilerine tahsis edilen bütçeyi kullanmayıp Ankara’ya geri gönderildiği yönünde bilgiler aldım. Başarılı olma yolunun ekip ruhundan geçtiğini, insanları uyumlu çalışmaya sevk ile gerçekleşebileceği her iki kurum özelinde tekrardan görülmektedir. Yazıma son verirken tekrardan bu konuda herkesin daha duyarlı olması gerektiğini tekrardan hatırlatır, takdiri de sizlere bırakıyorum.