Devlet kurumlarındaki işe alımlar , sınavlar yolu ile birlikte, zaman zaman torpil denilen yöntemler ile gerçekleştirildiğini hepimiz biliyoruz.Özellikle ,rahmetli ECEVİT tarafından uygulamaya geçirilen sınav yöntemi sayesinde ,binlerce torpilsiz ve kimsesiz gariban, sınavlardaki başarıları ile devlet kurumlarına yerleştiler.Son darbe girişimi sonrası ise ,sınavlara ilave olarak mülakat sisteminin getirildiği ve bu yönde çalışmalar olduğu yazılıp çizilmektedir. Sınav yolu ile bir yere atanmış olanların ,atanmış oldukları kurumda yapılan işe ne kadar ehil olup olmadıkları konusu, önceden belirlenememesinden dolayı ,sonradan bir çok problemi beraberinde getirebilmektedir.Buradan şu anlam çıkarılmasın…Sınavlar ile alınanlarda bu sıkıntı olduğu için mülakat yapılması gerekiyor demek değildir.Şahsen ben sonuna kadar mülakata karşıyım.Ve işin içine mülakat girmiş ise ,biliniz ki, %90 adam kayırma hadisesi yaşanacaktır demektir. Burada önemli olan konu ,devlette yerleşen insanların çalıştıkları kurumlarda kendilerini geliştirmelerine zemin ve imkan sağlanmalıdır.Bu kurum içi eğitimler yolu ile mi,seminerler ,konferanslar yolu ile mi yapılır bilemem...Yıllarca aynı kurumda çalışan bazı insanların, ne kadar bilgisiz ,olaylara vakıf olmadıklarını görmekteyiz.Aslında gönümüz teknolojik dünyasında kendi kurumun çalışmalarını ilgilendiren her konuda kısa bir sürede gerekli bilgiye ulaşma imkanı vardır.Burada ,aslında birazda bilmek ,olaylara hakim olmak istenmeme duygusu ile hareket edildiğini düşünüyorum.Çünkü çok bilirsem bana çok iş yüklenir düşüncesinin yanında bilememenin vermiş olduğu rahatlığın sonucu olduğu görüşündeyim.Kürtçede şöyle bir atasözü var.”NIZANIM REHATİYA CANIM”(Bilmiyorum canım rahat) Özellikle bazen ,aynı servislerde defalarca yapılmış olan uygulamaların ,servis şefi,müdür yrd.gibi elemanlar değiştiğinde çok farklı uygulamanın ortaya çıktığı ,daha önce yapılan işlemlere aynı yöntemler ile müracaat edildiği halde yapılmadığı ve sıkıntı çıkarıldığına hep şahit olmaktayız.Hele birde ,kendi egosunu tatmin etmek için işi ağırdan almalar, getirip götürmeler,çok bilmişlik havası vermek cabası…Bu tür insanların kimler oldukları kendileri bildiği gibi ,diğer çalışma arkadaşları da bu türdeki insanları gayet iyi bilmektedirler.Kendi yasal görevinin yanında ,yaptığı hizmet dolayısı ile, birde vatandaştan anne ve babası için rahmet duası almak güzel değil midir?Yoksa ,keyfi olarak vatandaşa zorluk çıkaranların, anne ve babasının rahmet duasına ihtiyaçları yok mu? Allah’tan ,hemen hemen her kurumda kendini geliştirmiş,mevzuata hakim, olaylara vakıf az sayıda da olsa çalışanın olmasıdır.Anlatmış olduğum durum, tüm kamu kurumlarında karşılaşmak mümkündür.Kendilerini geliştirmiş,sürekli araştıran bu bilge insanlarda olmazsa halimiz ne olurdu acaba? Aslında BATMAN için hangi kurumda kimlerin bu bilgeliği hak ettiğini, insanlara yardımcı olduğunu ve servislerinin yükünü kimlerin taşıdığını söylemek isterdim.İşimiz gereği çalıştığımız kurumlar bağlamında biz onları çok iyi tanıyor ve taktir ediyoruz.Aynı serviste aynı işi yapan,aynı ücreti alan insanların farklı performans göstermeleri,birileri emeklerini helal ederken, birilerinin de al maşını salla başını anlayışında olmaları hem iş hukuku anlamında hem de ahiret inancı gereği, çok büyük bir vebal doğurduğunu hatırlatmak isterim. Örneğin, Ticaret sicildeki olumlu değişikliklere kimlerin nasıl imza attığı,SGK,İŞKUR ve VERGİ DAİRESİ gibi kurumlarda kimin ne kadar mevzuatta hakim olduğu ,aynı şekilde hangi birimde kimlerin daha çok iş yaptığı ve sorunları çözme noktasında ne kadar bilgili olduğunu ,bu kurumlar ile sürekli işlem yapanlar gayet iyi bilirler.Aslında kendi kurum amirlerinin de iyi bildiklerini düşünüyorum. Allah bizleri, bilgili, işin ehli olan,vicdanlı insanlarca yönetilmeyi nasip etsin.İnsan için, en büyük nimetlerden bir tanesi de ,bu olduğunu düşünüyorum….YA SİZCE…