Her idarecinin kafasında iyi bir idareci olmak ve en güzel izlenimleri bırakarak, arkasından hayırlı dualar kanamak vardır.
Bazı idareciler bunu çok güzel bir şekilde başarmış ve bu alanda, yani idarecilik alanında, devlet ile halk arasında iyi bir köprü görevi görmektedir.
İdarecilerin bir özelliği hukuk devletinde yasalara uygun bir şekilde halk ile devleti idare ettirmektir!
Ama bazı idareciler, bu görevlerinin üzerinde bir vazife daha üstlenirler, insani görevlerini ad ederler ve bu görevlerine ek olarak devleti yönetmeyi kurumsal olarak değil, insan sanatı olarak halka sunarlar…
Örneğin; Halkın arasına girerek onlardan biri olmak, birlik ve beraberlik içinde kaynaşma sağlamak, insan unsurunu ön plana çıkarmak ve onları sevmek…
İktidar hangi partiden olursa olsun, sağ, sol veya liberal, insanlar hangi ırktan olursa olsun, Türk, Kürt, Laz, Arap veya Çerkez, onlar için fark etmez, İnsanı merkeze yerleştirerek, idarecilik yaparlar…
Devletin kaynaklarını siyasi görüş ve düşünceleri için bir silah olarak kullanmazlar, devletin kurum ve kuruluşlarını düşüncelerindeki insanlara peşkeş çekmezler…
Kadrolarda, ihalelerde, hizmette, herkese eşit davranırlar, severken herkesi severler, kimseye ön yargılı ve peşin hükümlü yaklaşmazlar.
Bir kişinin bir tavrını alıp yanlış değerlendirmezler, benim fikrimde olmayana kapım kapalı demezler, herkese kapısını sonuna kadar açaralar ve herkesi dinlerler…
Hiçbir siyasi düşünce ve fikre karşı ön yargılı olmadan, herkesi dinleme ve herkesi tanıma fırsatı ararlar, çünkü onlar idarecidir.
Yani herkesi ve her insani idare etme sanatı üzerinde eğitim görmüşler, onlar siyasetçi değil, devletçidirler, onlar partici değil, hizmetçidirler!
Kendini halktan ayrı görmek, onlara tepeden bakmak ve onları, devlet kaynakları ile cezalandırmak bir idareciye yakışmaz…
Geçen gün yani 9 Ocak Cumartesi günü eski ve yeni birçok gazeteci ile bir araya geldiğimizde, bizim idareci ile ilgili bir çok şikayetlerini dinlerken çok üzüldüm…
Yağcılık ve yalakalık yapmayan gazetecileri maddi olarak cezalandırma geleneğini hala sürdüren idarecimize, biraz da üzüldüm, arkasında hiçbir sevenini bırakmamış, birkaç yalaka gazeteci ile işi götürmeye çalışıyor…
Oysa yalakalar her zaman her yerde, aynı teknik ve aynı karşılama ile karşılarlar idarecileri, bu tuzağa düşmeyen ve bu oyuna gelmeyen idareci başarılı ve sevilen idarecidir.
Nedeni ise herkesin kucağına alışan ve kucaktan kucağa hoplayan birilerinden hiçbir hayır gelmez, onlar indikleri yeri hemen unutur ve emdikleri emziğe çok çabuk adapte olurlar…
Bu yüzden yüzüne gülen ve seni boş yere pohpohlayan kişilerin, dostu olan idarecilerin bir iz bırakacaklarını onlardan beklememek lazım.
Yalakaları tercih eden idareciler, Halkın arasında pek değer ve itibar kazanmazlar, şayet bir hak verilecekse herkese verilmeli verilmeyecekse kimseye verilmemelidir.
Yarın rüzgar tersine eser ve idarecilerin temsil ettiği siyaset, ligden düşerse o zaman tribünlerde hiçbir seyircinin kalmayacağını iyi bilmek lazım…