?>

İŞVERENLERE ALTIN DEĞERİNDEKİ ÖNERİLER

Mehmet Cevat Kerem

6 yıl önce

Sanayileşme ve ekonomideki gelişmeye paralel olarak işletmelerin zamanla büyümesi, çevre koşullarındaki ve teknolojideki hızlı değişim, yerel ve küresel krizler, küreselleşme gibi nedenlerle işletmelerin işin uzmanları tarafından yönetilmesi, bir başka deyişle “kurumsallaşmaları” kaçınılmaz olmuştur. Çok net  bir ifade ile kurumsallaşmayan şirket, hızlı yaşar ama çabuk ölür.   Genel olarak, kurumsallaşma en çok aile şirketleri için öncelik arz eder. Aynı aileden iki veya daha fazla kişi aynı şirkette çalışıyorlarsa ve bunlardan biri veya birkaçı şirketin çoğunluk hisselerine sahipse “aile şirketi”; tek kişinin sahip olduğu ve ailesinden kimsenin çalışmadığı şirket ise “patron şirketi” olarak tanımlanabilir. 

Aile şirketlerinde kurucu veya kurucular, son derece girişimci ruha, karizmatik ve etkileyici bir kişiliğe, güçlü liderlik yeteneklerine ve vizyonuna sahip olan ve bunların yanında risk alabilme özelliğini de taşıyan kişilerden kurulmuş olabilirler. Ancak ,karar verme süreçlerinde ,kimin yaşı büyük değil, kimin söylediği doğru ve mantıklıdır, ilkesi üzerinden hareket edilmelidir. Maalesef bu kural bizim bölgede işlememektedir.    Zamanla, işletmeler belirli bir büyüklüğe ulaştıklarında, şirketi  kontrol altında tutmakta sıkıntılar baş göstermektedir. Kaliteli işgücünün  temini ve bilgiye ulaşmak ve yerinde değerlendirmek  gibi işletme sisteminin ana girdilerinin temini mümkün olamamaktadır. Kritik noktalarda yetkin ve uzman profesyonellerin olmayışı, bu tür şirketlerin, özellikle yoğun rekabet koşullarında, sağlıklı ve istikrarlı bir gelişim göstermesini engellemekte ve sonları dağılmaya veya yok olmaya varmaktadır.   Bu aşamaya yaklaşan bir şirketin patronunun tipik şikayetleri; işlere yetişememek, kalifiye eleman bulamamak, elemanların sadakatsizliği, kendine zaman ayıramamak ve benzerleri bahaneler olmaktadır.VE GERÇEKTENDE EN ÇOK DUYDUĞUMUZ ŞİKAYETLER BUNLAR OLMAKTADIR.GENELDE HATAYI HİÇ KENDİLERİNDE BULMAZ ,HEP ÇALIŞANLARINDA ARAMAKTADIRLAR.   Genelde  aile şirketinde büyümeyle beraber patron artık büyümeyi engelleyen bir hüviyete bürünmeye başlar. Bir kimsenin beceri, kabiliyet, başarı ve eğitim düzeyi ve benzeri faktörler dikkate alınmaksızın veya işin gerektirdiği niteliklere sahip olmayan kişilerin sadece akrabalık ilişkileri esas alınarak istihdam edilmesine veya terfi edilmesine , halk arasında “kayırma” veya “torpil” denilmektedir. Bu durum diğer çalışanların iş doyumu, motivasyon, performans, bağlılık ve güvenlerini çok ciddi olumsuz etkilemektedir. YİNE FİRMALARDA GÖRDÜĞÜMÜZ EN BÜYÜK HASTALIK ,İŞTEN ANLAMAYAN  AKRABASINA YETKİ VERMEK OLMAKTADIR.   Kurumsallaşmada, dikkat edilecek nokta, bu sürecin işletmede hantallaşmaya  yol açmamasıdır. Amaç, şirketi modern ve yeterli bir yönetim yapısına kavuşturmaktır. Kurumsallaşma bir süreç olmakla beraber bir anlayış ve felsefedir. Başlangıçta, tüm aile fertlerinden fedakarlık beklenmektedir. Ancak, uzun vadede sonuç ciddi manada olumludur ve şirketlerin istikrarlı büyümesi ve gelişen fırsatları değerlendirebilme kabiliyeti kazanmasıyla sonuçlanmaktadır.   Tüm bu izahatlardan hareketle, kurumsallaşma, bir şirketin kişilerden ziyade kurallara, standartlara, prosedürlere sahip olması, kendisine özgü davranış biçimlerini, iş yapma usul ve yöntemlerini içermesi ve bu sayede diğer şirketlerden farklı ve ayırt edici bir kimliğe bürünmesi süreci olup, işletmenin sistem haline gelmesidir.  Aslında gerçek manada ve tam olarak buna markalaşma denilmektedir.

 Ayrıca bir işletmenin kurumsallaşması, güvenilirliği anlamına gelir. Bu da mevzuat  ve kurallara uygunluğu, operasyonlarının etkinliği ve verimliliğinde iç kontrol sisteminin varlığı ve işlerliği önem kazanmaktadır.  KURUMSALLAŞMA İÇİN GEREKLİ 6 ADIM; 1-SİSTEM KURUN,  2-ÇALIŞANLARINIZA BAĞIMLI OLMAYIN,  3-YOK OLMA TEHLİKESİNE KARŞI TEDBİR ALIN, 4-ÇALIŞANLARI SÜRECE DAHİL EDİN, 5-POZİTİF BİR ŞİRKET KÜLTÜRÜ YARATIN, 6-AİLE ŞİRKETLERİNDE PROFESYONELLERİN ÖNÜNÜ AÇIN…………….BİZDEN SÖYLESİ…

YAZARIN DİĞER YAZILARI