Dövize yapılan operasyondan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan dolar ve altınlarınızı bozdurun demişti.
Vatandaş ülke ekonomisini gidişatına güven duymadığı için isteği kabul etmemişti.
Dövize yapılan ani ve beklenmedik müdahale ile vatandaşlara bizim dediğimizi yapmazsanız bunları yaşarsınız mesajı verildi.
Buna rağmen bankalarda vatandaşlara ait döviz azalmamış 2 milyar dolar arttırmıştı.
Kamu bankaları vatandaşlara verecekleri her kredi için döviz alınmaması şartını koşmaktadır.
Dövize yapılan operasyon istenen ilgiyi görmediği anlaşılıyor.
Bu gün de vatandaşlardan altın birikimlerini bozdurarak kamu bankalarında açılacak altın garantili hesaba yatırmaları istiyor.
Ekonomistlerin uyarılarını ters tepebilir uyarıları haklarında suç duyurusunda bulunulması ile sonuçlandı. Bu da iktidarın istediğinin halk nezdinde kabul görmediğine işaret ediyor.
Döviz fiyatlarının düşmesi akaryakıt ve enerjiye yapılan zamların çekilmemesi sebebiyle temel ihtiyaç ve gıda ürünlerine yapılan zamların geri çekilmesine neden oldu.
Millet döviz fiyatlarının düşmesinin bütçelerine yansımaması nedeni ile uygulamalara şüphe ile bakıyor. Toplumda her kesimin sıkıntıda olması ve sorunlarına kalıcı sorun bulunulması durumunda tarım, hayvancılıkla uğraşanların iflasını beraberinde getirecek.
Küçük esnaf iş yerlerini kapatacaklar.
Büyük marketlerin gıda ürünlerine yaptıkları zammı geri çekmedikleri takdirde onlara yüksek oranda para cezaları verilerek cezalandırılacağı söylendi. Uygulandı.
Vatandaşa zabıta vazifesi vererek yüksek fiyat ile ürün satmaları gerekli mercilere şikâyet ederek sorunun çözümü düşünülmekte.
Oysa enerji sektöründe ve akaryakıta yapılan zamlar geri çekilseydi; bu tedbirlere gerek kalmayacaktı.
İyi de kur garantili döviz mevduatlarına uygulanan para nereden karşılanacaktı?
Akaryakıt, doğal gaz, elektrikten alınan KDV ÖTV azalınca kur garantili mevduatlara uygulanacak parasal fark nereden karşılanacak?
İşte budur mesele.