?>

İSLAM VE BİLİM ÇEKİŞMEZ, UYUŞUR 4

RAMAZAN PİLATİN

2 yıl önce

İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu, yandaş ATV’ de iktidarı şaşırtan açıklamalarda bulundu. “Bilim adamlarının sözü, bizim için dini bir emir gibidir.” diyen Hatipoğlu, “Geçmişte dinlemediğimiz için bunlar başımıza geldiyse buna kader demeyeceğiz.” ifadelerini kullanarak sosyal medyada gündem oldu.

Bu açıklama doğru ve mantığa uygundur.

Ülkede inançlı insanların bir kısmı yaşanan tüm afetleri kadere bağlamayı uygun görüyor. Kaderin gerçekleşmesi için tüm istisnaların gerçekleşmesi gerekir.

Nasıl?

Bizler teknolojiyi kullanan toplumlarız. Araçlar, ev eşyaları otomobiller toplu taşıma araçlarını kullanarak yaşamımızı sürdürüyoruz. Bu insanların zamanlarını iyi kullanmak için gereklidir. Uçaklarla tren veya otobüs ile ulaşmak istediğimiz şehirlere birkaç saat içinde varıyoruz.

İstatistiklere göre diğer ulaşım araçlarındaki yolculuklarda kaza riski uçaklarda daha fazladır. Ancak uçakların düşmediğini söylemek imkânsız. Uçakların düşmesi için hava şartları, uçuş aksamında sorun yaşanması veya hava türbülansına girmesi söylenebilinir.

Ayrıca uçakların periyodik bakımlarının eksiksiz yapılması da gereklidir. Bütün ihtimaller bertaraf edildiğinde uçakların kaza yapması ihtimali çok azdır.

Ancak uçak kazalarının kötü tarafı yolcuların kurtulma ihtimallerinin olmamasıdır. Buna rağmen yolculuklar yapılıyorsa yaşanacaklar kabul ediliyor manasına gelmektedir. Bu seçenek tek olmadığı için istense başka araçlarla da yolculuk yapılacağı için ölümleri kadere bağlamanın yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Rahatımız için otomobiller alırız. Rahat ve konforlu olması hoşumuza gider.

Ancak azda olsa kaza yapma ihtimali vardır. Öncelikle araçları trafikte kullanırken bütün trafik kurallarına riayet etme şartı vardır. Aracın bütün bakım kontrollerini eksiksiz yapmak şart. Fireni tutmayan araçlarla trafiğe çıkmak kazaya davetiye çıkarmak manasına gelir. Kabak lastikli araçla trafiğe çıkmak mekanik sisteme verilen komutlar akşamların tepki vermemesiyle sonuçlanır.  Sonrasını söylemeye gerek var mı?

İyi ama biz bunu neden yaparız?

Teknolojiyi yaşamımıza entegre ederken güvenli bir yaşamı devam ettirmek için. Yaşanacak kazada araçtan sağ çıkacağımıza inandığımızdan mı? Hayır. Kazaların ölümle sonuçları olduğu gibi sakat bırakanları da vardır. Bir anlık ihtimal insanların hayatını kararta bilir. Oysa araçlar insanlara kolaylık sağlamak için vardırlar.

Ev alırken binanın şeceresini görme imkânımız yoktur. Yeni yapıldığı bizim daireyi almak için yeterli nedendir. Ancak! Bunanın depreme uygun olarak yapıldığını bilemeyiz. Oysa binaların inşaatı sırasında depremlere dayanıklı yapılması için gerekli denetimlerin eksiksiz yapılması gerekir.

Bilim bunu şart koşuyor. Binayı yapan, müteahhitti yapının kontrol ve denetimini yapanlar üzerlerine düşeni yaptıkları taktirde binalar yaşanmak için güvenli hale gelir. Biz binaları yeni diyerek kabilenmiş oluyoruz.

Birileri kazanmak için yüzlerce insanın hayatını tehlikeye atıyorsa, ülkede binlerce ölüm yaşanıyorsa bunu kadere bağlamak suçluları aklamak manasına gelir.

Neden inançlarımız ile bilimi çatıştırıyoruz. Oysa İslam dini bilime karşı değildir. Tedbiri öncelikli kabul eder. Bazılarımız bunun tersini söyleyerek bu gerçekleri çürütemezler. İnananımız bilime ve İslam dini bazılarının söylediği gibi yeniliğe kapalı değildir.

Beş şeyden önce beş şeyin kıymetini bil. Ölüm gelmeden hayatın, hastalık gelmeden sağlığın, meşguliyet gelmeden boş vaktin, yaşlılık gelmeden gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.  Kıymetini bilin mesajını veriyor 1400 yıl önce söylenmiş, kayda geçmiş bu hadis. Umalım ki; iktidarlar ülkedeki yapılaşmayı afetlere karşı önlem alarak az hasarlı binaları güvenli hale getirir.

Yeni yapılacak binalarında güvenli olacak şekilde kural ve yasalara uygun olarak inşa edilmesini sağlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI