Bir seçimi geride bırakırken, kimin neyi neden seçtiği sorusuna hala cevap arıyorum, bir türlü bu cevabı bulamıyorum.
Türban takanlar, o türbanın içini o türbanın inanç ve vicdan yapısına göre doldurabilmişler mi, namaz kılanlar o kıldıkları namazın anlam ve önemini kavramılar mı?
Camiye gidip o kutsal namazlıklara basıp kıbleye dönenler o kıblenin ve o mekânın anlamını kavramışlar mı?
Hacca gidenler, hacı olduktan sonra o kendilerine takılan unvanın anlamını kavrayarak, ona göre hareket edip ibadetlerini yapmışlar mı?
Bu soruların tamamını sorduğum sizde dindar kesimlerden hiç olumlu cevaplar alamadığımı itiraf etmek, bunu açıkça söylemekte bir sorun görmüyorum.
İşte bu yüzden onların oy verdikleri ve lider olarak seçip vicdanen rahatladıkları yöneticilerinin de onlar gibi, anlamsız ve yolsuz oldukları bir gerçek!
İslam dininin özellikle Emevi ve Osmanlı versiyonlarını yaşadığımız bu zaman diliminde, İslam’ın vicdan ve iman konuları tamamen tartışmalı!
İslam’ın ahlak ve faziletini, İslam’ın dürüstlük ve samimiyetini, İslam’ın toplum ve yaşam biçimini dikkate alan olmadı, sorgulayan da…
Kimse kendilerine İslam denilen şahısların, aile ve özel yaşamlarını, cinsel tercihleri ve eğilimlerini sorgulamadı bile.
Herkes ikinci evlilik yapanı sorgularken, kimse kaç metres ve sevgilisi olan siyasiyi dikkate bile almadı, bunların üzerinde bile durmadı.
Birçok bakan ve siyasinin hayatında olan uyuşturucu ve ticareti, soygun, talan ve vurgunlarını hiç sorgulamadı.
Hiç kimse devletin hazinesini boşaltanları, çocuklarımızın geleceğini karartanları, eğitim kurumlarını niteliksiz bırakanları sorgulamadı.
Hiç kimse dış itibar ve dış ilişkilerde kimlerle saf tutulduğunu sorgulamadı, hiç kimse yarın bu enflasyon rakamlarının nereye gideceğini göz önünde bulundurmadı…
LGBT ye karşı tiksindirici bir tavır sergileyenler, sözde Müslüman kabinesinde oy verdikleri LGBT’lilerin olduğunu dikkate bile almadı!
İslami ahlak ve İslami düşünce adına hiçbir endişeleri olmayan, tamamen İslam ı ve Müslümanları kullanmaya yönelik yapılan bu siyasete, maalesef İslam adına çıkan ve belli bir kitleyi peşinden sürükleyen partilerde, bu çarpık zihniyete destek vererek, sırf koltukları için kitlelerini kullandılar!
Şimdi meclise girip bu mecliste yasa çıkaracaklarına ve İslam a hizmet edeceklerine inanan ve inandırılan dindar kesim bunun pişmanlığını ileride duysa da iş işten geçmiş olacak!
İslam iri ve diri, güçlü ve dirayetli bir din olarak, öncelikle İnsan odaklı ve insana değer veren bir din olarak akıl ve vicdanlara seslenir.
İnsanlığa zarar vermeyen, onların malına saygılı olan, onların namusuna saygı duyan ve koruyan, onların can ve malını koruyan bir din olduğu unutulmamalı.
Başkasının malına çökmek için, önce onu bir örgüte mal etmek, başkasının namusunu kendine peşkeş etmek, başkasının canına kıymak için çeşitli bahaneler üretirken…
Kahrolsun İsrail deyip onunla iş tutmak, ABD ye meydan okuyup onun kapısında dilenmek, Avrupa ya meydan okuyarak mültecileri kullanmak ve vatandaşını perişan etmek İslami ve İslam ahlakına uymayan bir politikadır! İslam da ikiyüzlülük olmadığı gibi, ikiyüzlü politikalar da yoktur!