Anlamına baktığımızda, İnisiyatif almak: Elinde bulunan karar verme yetkisini harekete geçirmek, kullanmak. (İnisiyatif almak aynı zamanda inisiyatifi ele geçirmek olarak da kullanılabilmektedir.
İnisiyatif kullanmak: Gerekli olan bir kararı öncelik ile almak olarak tarif edilmektedir.
İnsanın eline bir yetki verildiğinde, bu yetkisini nasıl kullanacağını bilmesi çok önem arz etmektedir. Yapacağı basit bir işlem ile çok faydalı olabileceği gibi, aynı şekilde de çokta mağduriyetlere sebep olabilir.
Toplumumuzda kul hakkı denince hep akla ilk önce, bir insanın malını gasp etme gelmektedir.
Yani, olayın maddi tarafı ekrana geliyor. Oysaki bir insan bulunduğu bir görevi layıkı ile icra etmediği zamanda da birçok insanın ekonomik mağduriyeti ile birlikte, verdiği ruhsal ve psikolojik bozulma ile tamamı ile dengesinin kaybolmasına da neden olabilmektedir.
Son yıllarda teknolojik gelişmelerin faydalı yönleri kadar, insan davranışları üzerinde olumsuz diyebileceğimiz etkiler bıraktığı görülmektedir. Özellikle sosyal medya cenderesi ile insanımız hep birlikte kafalarımızı iş yapmak yerine, nerde ise cep telefonlarına gömmüş durumdayız.
Sosyal medya takip işini iş yerinde yapmak ile evde yapmak arasında çok büyük farklar vardır.
Üzülerek çok şahit oluyoruz ki, bazı kurumların iş yükleri belli bazı kişiler üzerinden döndüğü şeklindedir. Nerde bir tıkanma ve mevzuatsal bir sorun mu çıktı, hemen şuna bir soralım denilir.
O bilir nasıl olsa…
Ancak aynı kişi ile aynı ücreti almaktadır. İşte kolaycılık ve nasıl olsa ondan öğrenirim rahatlığı sık karşılaşılan problemlerden bir tanesidir.
Yada bir görevdeki bir kişinin izne ayrılması gibi hadiselerde bazen o kişinin izinden dönmesinin beklenmesi gibi problemlerde çok karşılaştığımız konular arasındadır.
Okumak mevzuatı takip etmek günceli yakalamak elbette ki zaman ve emek gerektiren bir konudur. İşte o emeği hak etmek ve topluma olan görevini zamanında yerine getirebilmek kul hakkı ile bağlantılı bir konuya girdiğine inanıyorum.
Çünkü yapılması gereken bir görevin yerine getirilmemesi toplumsal maddi ve manevi zarara neden olmaktadır.
Bir yönü ile şöyle hak vermek mümkün olabilir. Gerçekten de mevzuattaki hızlı değişiklikler ile mevzuatın yazılı dilinin anlaşılır olamaması, birçok karışıklığa da sebebiyet verdiği ve işin sürüncemede kalmasına neden olduğu bir gerçektir. Mevzuatı yazanların daha sade ve anlaşılır bir dil ile kaleme almaları gerekir iken, bazen kendilerinin de ne yazdıklarını bilmediklerini ve sonrasında yazdıklarını okusalar inanınız ki anlamayacaklardır.
Aynı konu ile ilgili farklı görüşler hep önümüze gelmektedir. Bazen TV’lerdeki tartışmalarda bile aynı anayasal maddeler üzerinde bile, o kadar farklı yorumlar yapılabiliyor ki.
Anlamak mümkün değildir. Birisi yok efendim anayasa şunu der, diğeri de yok öyle değil, böyledir.
Ya ALLAH aşkına bu kadar farklı yorumlara neden olabilecek metinler hazırlamak nasıl mümkün olabilmektedir.
Özellikle yetkili insanların çalıştıkları kurumların mevzuatına hakim olup, sorunların çözümünde inisiyatif almaları gerçekten de çok önem arz etmektedir. Bazen bir kurumdaki bir şef veya müdür yardımcısı değişmesi bile olaylara farklı renkler katabilmekte ve sorunların çözümüne kolaylık yada zorluklar yaratabilmektedir. Oysaki düşünüldüğünde aynı iş belki de aylardır yıllardır yapıla gelmiştir.
Bu durum aynı kurumların farklı müdürlükleri arasında da yaşanmaktadır. Bir müdürlüğün yaptığı işlemi diğeri yapmamaktadır.
Örneğin. Geçenlerde öğretmenlere sınav konusu açılmış ve çok büyük bir yaygara koparılmıştı. Şahsen kurumlarda çalışanların kendi mevzuatları ile ilgili belli dönemlerde seminer mi olur sınav mı olur bilemem, ama mutlaka teste girmeleri gerekmektedir.
Çünkü herkes işgal ettiği görevin hakkını vermesi gerekir ki, vatandaş mağdur olmasın.
Bu konularda çok mağduriyetlerin yaşandığını çevremizden de görmekteyiz. Yani adı gibi “idareci” olmak, her babayiğidin harcı değildir.
Konuyu güzel bir hadis ile bağlayacak olursak; Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen'in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e verdiği tavsiyelerden bir tanesi de “ Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" (Buharî, 3:72) olmuştur.
DARISI HEPİMİZN BAŞINA…