İnsani dayanışma, tüm Din ve toplumların şiddetle arzuladığı ve özel yer ayırdığı bir konu, bu alan sayesinde İnsanlar dayanışma sonucu yoksul ile zengin arasındaki makasın fazla açılmasına engel olmaktadırlar.
Bizim gibi İslam kültürü ile yetişmiş toplumların, özellikle bu İnsani yardımlaşma güdüleri daha fazla gelişmiştir.
İslam mal toplamayı, stok yapmayı ve malı kimse ile paylaşmamayı kesinlikle yasaklamıştır, Kuran ayetlerinin birçoğunda yardımlaşma, dayanışma ve maldan infak ile İnsani yardımlaşmayı adeta farz kılmıştır.
Özellikle zekât, sadaka, yardımlaşmanın yanı sıra, birde yapılan her türlü suç karşılığında, yoksulu doyurma, Köle azat etme ve Oruç tutma gibi cezalarla, malın ve servetin toplum arasında adil dağılımını sağlamak için emirler vardır.
İslam ın en parlak döneminde, öyle bir refah seviyesi yükselmiş ki, Zekât verilecek fertler ve yardım edilecek aileler bulmakta zorlanıyorlardı.
Ancak tüm dünya ya vahşi kapitalizm hâkim olduktan sonra ve ona tepki olarak alternatif sosyal proje olan ekonomik olarak Kapitalizmden ayrışan, Sosyalizm, maalesef dünya İnsanları arasında eşitlik adalet ve yardımlaşmayı kaldırmıştır.
Bu gün Dünya İnsani yardımlaşma için tüm çabalarına rağmen bu yüce değerlere ulaşamamıştır, bunun için çeşitli İnsani vakıf ve dernekler kurulmasına rağmen, bunlarda çıkar ve yolsuzluk konuları ile gündemden düşmüştür.
Dünya İlahi mesajdan uzak kaldığı için, vahşi kapitalist sitemin acımasız çarkları arasında ezilmemek için, çeşitli arayışlarını sürdürüyor.
Örneğin Birleşmiş Milletler, İnsani yardımlaşma bilincinin artması için 20 Aralık gününü Dünya İnsani yardımlaşma günü olarak ilen etmiş.
Bu gün tüm dünya da İnsani yardımlaşma bilincinin arması ve sosyal adaletin sağlanması için çeşitli bilgilendirme etkinlikleri yapılmaktadır.
Hatta bu günü öyle sulandırmışlar ki, bunu Sosyalizme mal ederek, Kapitalistlerin bu günden uzak durması için çeşitli iddialar ortaya atılmıştır.
Bu gün önem ve anlamı şöyle anlatılır “Dayanışma kültürünün geliştirilmesi ve yoksullukla mücadele için BM Genel Kurulu tarafından 20 Aralık Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edildi. Bu girişimin amacı uluslararası barış ve güvenliği koruyarak insan hakları ve sosyo-ekonomik gelişmeyi sağlamaktır. Bu bağlamda 2002’de kurulan Dünya Dayanışma Vakfı 2003’de BM Kalkınma Programı olarak yeniden düzenlendi.
BMKP’nun öncelikli görevi yoksulluğu ortadan kaldırmak, gelişmekte olan ülkelerde başta en yoksul kesimler olmak üzere insani, toplumsal ve ekonomik gelişmelerini sağlamak olarak belirlendi
Dayanışma kavramı piyasa ve devlet alanları dışında kalan etkinliklerden oluşmaktadır. Dayanışma ekonomileri sol eğilimli Marksçı bir yaklaşım olarak tanımlansa da klasik Marksçı düşünceden farklılıklar göstermekte.
Örneğin, kapitalizmi ortadan kaldırmayı değil, anlık ekonomik sorunlara doğrudan müdahaleyi öngörmek esas alınıyor.
Bununla birlikte eylemlerin devrimci bir nitelikten çok dönüşümcü bir nitelik taşıması, yani ani ve köklü bir toplumsal değişim değil, aşamalı bir toplumsal dönüşüm pratiği özelliği taşıması söz konusu.”