İnsanlık ölüm sonrası yaşamı semavi kitaplardan öğrenirler.
Kitapta inananlara ölçülü ve edepli yaşam ile dünyevi zevklerin tarifi yapılır.
İnsanların bazıları dünyevi zevkleri tercih ederler.
Tercih edilen lüks ve şatafatlı hayattır. İnsanların bunları yapabilmeleri için şartların elverişli olması gerekir. Amaçlarına ulaşmak için hiçbir yanlıştan çekinmezler.
Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeleri idare edenlerin çoğu güçlü olmak isterler.
Bütün güçleri ellerine geçirerek toplumun çoğunu yanlarına alırlar.
Yanlarına aldıklarının azami 'si zengindir. Kalan kesim yanlı veya muhalif olan vatandaşlardır. İktidarın yanlış uygulaması sonrasında oluşan sıkıntılı dönemleri birlikte yaşarlar.
Buna rağmen iktidar yanlısı olan sade vatandaşlar fikirlerini değiştirmezler.
İktidar zengin kesimi asla zorlamaz. Zorlarsa iktidarı kaybedeceğini bilir.
Bugün yaşananlar yanlış uygulamaların gerçekleşmiş halidir.
Millet enflasyonun yüksekliğinden şikâyet ederken iktidar gösteriş ve israfa devam etmektedir.
Kral sofrasını andıran iftar sofraları düzenlenmektedir.
Söz konusu yemeklere milyonlarca lira masraf edilmektedir.
Ancak!
Yoksul vatandaşlara verilecek zam enflasyonu arttırır bahanesi ile verilmez. Bu durum sabredin, şükür edin denerek geçiştirilir.
-Yoksul ne kaybeder?
Bir şey kaybetmez.
Ya ben ne kaybederim?
Kaybedecek fabrikalarım yatırımları var derler.
Yoksul deveyi hamı duyla birlikte istemiyor. İnsanca yaşamak istiyor.
Yaşam yoksullukla da zenginlikle de sürse ölüm haktır.
Ölen kim olursa olsun kimse kendisi ile mezara bir tek kuruş götüremez.
Kefeni ve amelinden başka.
Zenginin kefeni belki biraz pahalı ve kalite ola bilir.
O kadar.
Dünyada adalet vardır.
Olmalıdır. Adaletin olmadığı dünyada insanlık huzur bulamaz.
Adaletin uygulanmadığı ülkelerde mezarlıklardaki uygulamalar adildir.
Kabirleri süsleyip gösterişli görünmesinin sağlamanın ölüye faydası olmaz.