Hukuk, hak ve görev olarak, bunlar tarafsız bir adalet terazi si ile yargılanmazsa, toplumda çok büyük başıboşluk ve güvensizlik olur!
Hukuk herkes için işlemeli ve adalet mekanizması her zaman çalışmalıdır, yargı bağımsız ve tarafsız olmalıdır, aksi halde çarşıya sokaklara terör hakim olur, çeteler mekanizmayı ele geçirir!
Neden bu üç kavram çok önemlidir, bunun nedenlerini kelime anlamlarından değerlendirmek lazım.
Hukuk; “Hukuk, her şeyden önce bir düzen demektir. Fakat hukukun öngördüğü düzen, fiilen gerçekleşen bir düzen değildir. Hukuk, toplum içinde insanların gerçekten nasıl davrandıklarını değil, nasıl davranmaları gerektiğini gösterir. Hukuk, kendisine uyulmak ve uygulanmak için vardır. Adalet değeri dolayısıyla, insanlar arası ilişkileri bir düzene koymak, toplumsal yaşamın gerçekleşmesini sağlamak ister. İnsanlara, “Bana uy; Beni gerçekleştir” buyruğu ile seslenir.Hukuk düzeni, doğduğu andan itibaren bireyin karşısına kabul edilmesi ve uyulması gereken, kesinlikle doğru kurallar olarak çıkar. İnsan, özgür bir varlıktır ve iradesini hukukun buyrukları doğrultusunda kullanabileceği gibi, onlara aykırı bir yönde de kullanabilir. Bu nedenle toplum içinde insanların tutum ve davranışlarının hukuk kurallarına uymaması, her zaman mümkündür.“İşte hukuk, insan davranışlarını değerlendiren, çıkar çatışmalarına çözüm getiren kurallardan, normlardan meydana gelen bir sistem, bir bütündür.”İnsan-insan, insan-doğa ilişkilerinin insanlığın ortak çıkarı ve huzuru için evrensel ilkelerle güvence altına alınmasıdır. Hukuk, insanlık seviyesi için göstergedir. Hukukun temeli, kaynağı üzerine birçok fikir ortaya atılmıştır. Bunlar kaynağı: tanrı, sınıf çıkarları, toplum sözleşmesi, doğa ve insanlar olarak belirten görüşlerdir”
Adalet ise hukukun herkese eşit uygulanması ve herkesin hukuktan aynı oranda faydalanmasıdır, adil olmayan sistemlerde hukuk bazıları için var bazıları için yok!
Böyle olunca gücü elinde tutan iktidar, kendi çıkar ve yararına hukuku yönlendirmekte yargının hukuk kanunlarını adil dağıtmasına engel olmaktadır.
Bu nedenle birçok hukuk ve yargı mağdurları çıkıyor ve haksızlığa uğruyor, Adalete bakacak olursak tanım olarak; “Yasaların herkes için eşit bir şekilde kullanılmasının sağlanması, doğruluk, hukuka uygunluk ve insanların hakkını gözetme olarak ifade edilir. Hukukun idaresi, hukuk mahkemesi usulü, barışın adaleti, uygun veya adil davranmak, haklının hakkını savunarak ses çıkarmak, gerçeklikten konuşarak savunarak adalet istemek ve adil biri olmak anlamlarına gelir.”
Demek ki adil olmak için yargısı bağımsız bir yönetim olması şarttır, yargıyı elinde tutan ve onu yönlendiren sistemlerde adil hukuki kararlar verilmesi neredeyse imkânsız.
Şimdi gelelim günümüz yargısının neden adil davranmadığı, nedeni açık siyasi iktidarların elinde ve hâkimiyetinde olan yargının bağımsız bir adalet sağlamak için hukuk kurallarını yerine getirmesi imkânsız.
Bu yüzden bir çok yargı ve adalet mağdurları toplumda dikkat çekmekte ve bu yargı sisteminin haksız karaları sonucu, mağdurları oynayarak, siyasi rant elde etmektedirler!
Geçmiş iktidarlar tarafından yargı ve hukuk mağdurları bu mağduriyeti kullanarak nasıl iktidar olabilmişlerse, bu gün aynı çarklar ve aynı oyunlar ile yeni siyasi mağdurlar yaratılarak, yargı tarafından, siyasi gelecekleri planlanıyor!
Bu korkunç toplum mühendisliği yüzünden seçmenin akıl ve mantığı ile hareket etmesi yerine seçmenler maalesef duyguları ile hareket edere, mağdurun arkasında yer alıyor.
Halkımızın duygusal olması ve mağdurun arkasında durmasını bilen birçok derin siyasetçiler bu oyunu bir kez daha sahnelemeye çalışıyorlar, bakalım sonuç ne olur!